Ey Mekke! neden dağın taş, ovan taş, vadin taş ?
Kaben taş!
Makamı İbrahimin taş!
Hacerül Esvedin taş!
Her yerin her şeyin taş? neden?
Allahü Azimüşan; Kainatın Sahibi, El-Melik, El-Malik olan Kudret ve Kuvvet Sahibinin Beyti Şerifinin olduğu yerde nasıl taş olmayım ki!
Allahü Azimüşanin, Haremim dediği belde ben nasıl taş olmayayım!
Allahın, misafirleri bende mukim olacak, Onlara Allahın Beytinin misafirleri denilecek, onlara karşı ya kusurum olursa korkusu ile nasıl taş olmayım ki?
“Kuranı bir dağa indirseydi, dağ Onun haşyetinden param parça olurdu” hitabı ortada iken, Kuran benim beldemde Habibine ( s.a.v.) Hira’da indi, adı “Nur” oldu? Ya ben, o emaneti taşırımda, onun haşyetinden, üzerimde ağaç bitmez, ot bitmez. Bu hâl-i ben görünce nasıl taş olmayayım?
Bağrındaki Kabe’den başka cazibe bulunmayan, güzellik unsuru yaratmayan Allahın beldesinde nasıl taş olmamki!
Ey insanoğlu Sen üzerimde;
İbrahim’in, Allaha tevekkül eden Muhammedin Nurunu alnında taşıyan Ismail’ in bogazına çaldıgı bıçağı gördün mü?
Iki kurbanliğin' kurbanlik edilişindeki korkuyu gören benim. İsmaili ve Abdullah’ı..
Senin bağrındanmı insanoğlunun mayası, toprağı alındı?
Sen, Alemlere rahmet için gönderilen, Yeryüzünün ve gökyüzünün Ona aşık olduğu Hz. Muhammed Mustafa’ya yapılan eziyeti, Onun çektiği cefayı gördün mü?
Sen, Gülüşü nur olan, geçtiği yerdeki taşların dahi selam verdiği, Evinde Melekleri ağırlayan, misafiri Cebrail olan, ahlâkı Kuran olan, tebliği İslam olan, İnsin, cinnin, semavat ehlinin aşık olduğu, Sen geleceksin diye yedi kat sema süslendi Ya Resulallah, Sen geleceksin diye Cennette bayram var Ya Resulallah, diye Enbiyaların Serveri, Evliyalar rehberi olan Hz.Muhammed Mustafa s.a.v. Sende doğsun , sende büyüsün sonra O Senden bir seher vakti ayrılsın. Hemde ayrılık hasretini ' Ey Mekke kavmim beni senden çıkartmasa idi, asla senden ayrılmazdım' özlemini söyleyip geriye dönüp bana bakınca ve bunu duyunca, bu ayrılık kimi taş eylemez ki?
Söyle, ben taş olmayımda kim olsun..!!!
Bahattin Akyön