Amerikalı hukukçu, yazar, siyasetçi, öğretim görevlisi, Los Angeles Din Bilimleri Kiliseleri Birliği Başkanı, Abundant Living dergisi ve bu Vakfın kurucu ortaklarından olan Jack Ensing Addington ünlü bir hukukçu olmasının yanı sıra ruhsal bilimler üzerine de eğitim görmüş, bu bilimi yıllar süren derin inceleme ve araştırmalarıyla geliştirmiş üstün yetenekli bir kişidir. “Yüzde yüz düşünce gücü”, “Her şey zihinde başlar”, 'Nasıl Sevilir ve Sevilirsiniz', 'İçinizdeki Mükemmel Güç', 'Meditasyon Sevinci', 'Nasıl Başarılı Olabilirsiniz Hakkında Her Şey', 'Şifanın Sırrı' gibi birçok kitabın yazarıdır.
Faal bir avukat olarak on altı yıl çalıştı, bu sürede yirmi bin sorunlu insanla görüştü. Mahkemelerdeki birbirleriyle sürtüşen, sorunları bir türlü bitmeyen insanlara yardımcı olma düşüncesi değişti. Görüştüğü insanların hepsi de kendi sorununun benzersiz olduğundan yakınan, ancak hepsinin sorunları aynı olan, farklı nedenlerle kendilerini ve kapasitelerini küçük gören bu yüzden kendilerini sonuca götürecek doğru yollara düşüncelerini yönlendirmekte başarısız olan, üstelik hayatın kendilerine karşı olduğunu düşünen aslında kendi kendilerine karşı olan insanlardı.
İnsanlarla yaptığı çalışmaları sonucu edindiği deneyim ve tecrübeleri değerlendirerek insanlara daha faydalı olabilmek, sorunlu insanların bitmeyen sorunlarını azaltabilmek düşüncesiyle hiç kesilmeyen telefon konuşmalarının, kendi koşullarının iyileştirilmesini isteyen, daha iyi bir yaşam felsefesi arayan insanların taleplerini, aldığı mektupların kayıtlarını tutmaya başladı. Bunları “kanıt dosyaları” diye adlandırdı. Bilinçaltında gizli olan muhteşem düşünce gücünün farkına varıp her zaman, herkes için geçerli olabilecek bir bilinç yasası keşfetti. “Kendini yönetme-bilinçaltını doğru kullanım alanlarına yönlendirme sanatı” diye tanımladığı kendine ait bir yöntem, bir metot geliştirdi. Psikojenez: “her şey düşünceyle başlar” dediği bu bilimsel metodunu “İnsanın gelişim ilişkileri”, “İnsan gerçeği ve Tanrı ilişkisi” konu başlıklarıyla yirmi yılı aşkın bir süreyle konferanslar vererek insanları aydınlatan Addington’un bilge görüşleri:
“Yaşadığımız dünya zihinsel bir dünyadır ve içerdiği her şey düşüncenin ürünüdür. Her birimiz Evrensel Zekânın birer fikri ürünü, her birimiz düşüncenin bir parçalarıyız. Kullandığımız otomobil, yaşadığımız ev, oturduğumuz sandalye hepsi düşünceyle oluşturuldu. Karışık kâinat düzeninin ardında yüce bir zekâ, her şeyi bilen bir akıl, kusursuz denge vardır. Evrenin kendine ait bir düzeni ve yasaları vardır. Hayatın her alanı yasalarla yönetilir. Hiçbir şey çevreye veya şansa bağlı değildir. İnsan şans rüzgârlarıyla bir o yana bir bu yana savrulmak zorunda değildir. Hedefe şansla değil zihinsel yasalarla ulaşılabilir. Evrenin en büyük gücü düşüncedir ve insan bu güce sahiptir. Yaşamınızı yöneten şey düşünce biçiminizdir. Düşünme biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa götürebilir, size sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefil bir yaşam verebilir. Sonsuz büyüklükte ve sınırsız olan bu düşünce gücü sınırları çizilerek bireyselliğe hapsolamaz. Kişi bu sonsuz düşünce gücünü harekete geçirip onu yönlendirebilirse kişiliğinin izlerini taşıyan bu gücün etkisi bireyin kendisinin tüm yaşamını etkiler.
Dış dünyadaki her şey düşüncenin kullanımı yoluyla halledilebilir, her şey düşüncedir. Kişi karşılaştığı her sorunu psikojenez-kendini yönetme bilimiyle çözebilir. Bu bir bilinç yasasıdır ve bilinen tüm sorunların üstesinden gelebilecek, bilinçaltını doğru kullanım alanlarına yönlendirecek kolay uygulanabilen kendini yönetme sistemidir. Kişinin bilinçli olarak düşündüğü her şey bilinçaltını etkiler ve düşünce, içerdiği arzu ve güce göre gerçekleşir.
Hayat sürekli kendisini yeniler, yeniden yaratır. Biz devamlı olarak baştan başlarız. Kafamıza yerleştirdiğimiz her yeni kavram, deneyimlerimizde tamamıyla yeni bir olaylar zinciri olarak kendini gösterir. İnsanın gereksinim duyduğu her şey Evrensel Akıl ’da mevcuttur. İnsan bu akılla birlikte kendi hayatını yaratır. Evrensel Zekânın düzenli planı doğrultusunda hayatını düzenleyebilir. Yüce plana göre insana hâkimiyet verilmiştir. Kendimiz için yarattığımız dünyadan hoşlanmıyorsak hoşlanabileceğimiz yeni olaylar başlatabilecek bir dünya yaratma hakkı verilmiştir bize, bu kendini yönetmektir. Kuralları insan koyar, bilinçaltı bunları uygulamakla görevlidir.
Çevremizdeki on binlerce insan sorunlarının benzersiz olduğunu düşünen, ancak hepsinin sorunları aynı olan, farklı nedenlerle kendilerini ve kapasitelerini küçük gören kendilerini sonuca götürecek doğru yollara düşüncelerini yönlendirmekte başarısız olan, hayatın kendilerine karşı olduğunu düşünen, kendi kendilerine karşı olan insanlardır. İnsanın en büyük düşmanı kendisidir. Hepimiz düşüncelerimize ve dolayısıyla hayatımıza hâkim olarak, evrensel aklımızın düşünce gücü ve bilgeliği sayesinde istemediğimiz düşünceleri bilinçaltımızdan temizlemeyi, ona emirler vererek olumlu yönde yeniden yönlendirmeyi öğrenmek zorundayız.
Dış dünyadaki her şey düşüncenin kullanımı yoluyla halledilebilir. Bilinçaltınızda gizli olan o muhteşem düşünce gücünün farkına varıp, evrensel akıl bilgeliğiyle onu kullanabilmeyi öğrendiğinde, düşünce tarzını değiştirip, bilinçaltına yeni, bilinçli yönler vererek benliği sınırlayan olumsuz düşünce kalıplarını ortadan kaldırarak, başarısızlığınızı olağanüstü bir başarıya dönüştürebilir, hayatınızı, geleceğinizi düşüncelerinizle yaratırsınız. Bunu öğrendiğinizde yaşama farklı bir açıdan baktığınızı, insanlarla uyumunuzun, iletişiminizin daha yararlı olduğunu, durumunuzun ve koşullarınızın iyileştiğini, daha iyi bir yaşam felsefesine kavuştuğunuzu görürsünüz. Yaşamınızda ani bir değişim olur, bu yön sizi sonuca götürür.
Ev kadını, iş adamı, satıcı, öğretmen ya da öğrenci dahi olsanız Psikojenez, kendini yönetme bilimini anlarsanız hayatınızın efendisi, yaşamınızı kolaylaştırmanın yolunu bulursunuz. Sizi rahatsız eden kötü alışkanlıklarınızdan kurtulur, rahatlayarak bir bebek gibi uyur, insanlarla daha iyi geçinir, mutlu bir evlilik yapar ve giriştiğiniz her işte hayallerinizin ötesinde başarılı olmayı öğrenebilirsiniz.”