Uhud Savaşını okçular tepesinden izleyen Abdullah b. Cübeyr komutasındaki elli okçu..
Ölüm kalım savaşının yaşandığı yer.. Hamza’nın, Musab’ın, Çahş’ın, Hanzala’nın, Şemmame’nin toprağa düştüğü yer.
Şehitlerin anısına yapılan bir Uhud Mescidi var burda.
Bir vefa yeridir, Uhud... Her hafta Allah Resülünü beş km. Uzaklıktaki şehitliği ziyaret ettiren vefa yeridir Uhud. Bir helalleşmedir Uhud, vefatından evvel gelip burda vefa örneği gösteren Allah Resülünün bize öğrettiği ve emanet ettiği vefa yeri..
Bugün bu hasletlerden bizde ne kaldıkı.. Ne vefa var, ne bir ihsana teşekkür.. Taşı, otu selfi, yediği yemeği, içtiği suyu, giydiği kıyafeti selfi yapanlar, İhlas ile yapılan ihsana bile vefasızlar. Ayasofya bir vefa emanetidir. Hastaneler, köprüler, Avrasya tüneli, havalimanları, Siha’lar hepsi bir vefa emanetidir.
O vefa ve emanet için işte bize uhud bırakıldı ve Aynen okçular tepesi bırakıldı. Hadi sayın bakalım okçular tepesini terk eden 43 kişiyi. Sayamazsınız, onların isimlerini dahi bilmezsiniz.
Bu Din işte böyle yüce bir din. Anlayana işte Okçular tepesi bize bir vefa mektubudur. Bu vefa mektubu bize Ayasofya’ya sahip çıkmayı emrediyor. Kini, düşmanlığı, kusur araştırmayı bırakmayı emrediyor. Ümmetin derdi ile dertlenen ile buluşmayı emrediyor.
Ümmetin reisine, dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’a vefalı olmayı emrediyor. Gün vefa günü, emanetlere sahip çıkma günü.
İçerde ve dışarda yazılanları ve yapılanları gör, islam ümmetinin okçular tepesi Türkiye’dir. Sakın terketme. Gün Türkiye Yüzyılı günü, bu bizlere emanettir. Şimdi vefa vakti. Kazanma vakti.
Bahattin Akyön