Bilir misiniz bir savaşta en çok kimler ölür? Şüphesiz askerlerdir ilk akla gelen...
SAVAŞLARIN ÇOCUKLARI
Bilir misiniz bir savaşta en çok kimler ölür?
Şüphesiz askerlerdir ilk akla gelen...
Oysa ki en çok ölen çocuklardır esasında...
Gelecek kuşaktır, bir zaman sonra dünyayı yönetecek nesildir...
Ve her düşen bombaların ardında çocuklarla birlikte;
Umutlar ölür...
Gelecek ölür...
Barış ölür...
Kardeşlik ölür...
Dostluklar ölür...
Hayaller ölür...
Ölümlere en çok sebep olanlarsa çocuklara iyi bir gelecek bırakmak adına savaştıklarını söyleyenlerdir oysa...
Oyunu, oyuncağı, oyun arkadaşı, oyun parkı, tahterevallisi harap olmuş çocuklara iyi bir gelecek vaat edenler, onların ellerinden neleri aldıklarını akıl bile etmezler...
Bir gün öncesine kadar misket yuvarlayıp, ip atladığı sokağını, darmaduman edip bir de o halini hediye ederler tutarsızca...
Ve o en çok sevdikleri, annesi babası, kardeşleri arkadaşları, kanlar içinde, gözlerinin önünde, öylece , hareketsizce yatışlarına şahitlik ettirir savaşların kanlı yüzü...
Bir gece ansızın kendini en çok güvende hissettiği ailesinin kollarında uyurken koca bir gürültüyle açar gözlerini.
Yaşadığı o ev toz bulutu...
Ne sığınacak bir evi ne güveneceği ebeveyni, ne de tutunacak bir dalı...
Yok, hiçbiri yoktur artık...
Kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey kalmaz, o ufacık ellerinde...
Çocuklar diyorum...
O ufacık çocuklar...
Koskoca bombalarla ölüyorlar, öldürülüyorlar...
Çalıyorlar azar azar, çocuklardan, hayattan, sevgiden, barıştan ve insanlıktan...
Her türlü yaşam olgusundan...
Herkesin payı kadar çalıyorlar...
Biraz daha toprak...
Biraz daha maden...
Biraz daha petrol...
Biraz daha şöhret...
Ve biraz daha, biraz daha, biraz daha...
Hiç bitmeyen biraz dahalar için...
Nefrete dönüştürüyorlar umutları...
Sevgi yerine kin tohumları serpiyorlar gelecek ufuklara...
Gökyüzünde ne uçurtmalar var artık ne de göçmen kuşlar...
Yerlerini bombalara bırakmış, kapkara dumanlar sarmış her tarafı...
Ve yıllar evvelinde zulüm altındaki küçük bir çocuğun annesine sorduğu belleklerimizden silinmeyen o sorusu geliyor ansızın aklımıza;
" KÜÇÜK ÇOCUKLARI, KÜÇÜK MERMİLERLE Mİ ÖLDÜRÜRLER?!"
"SİZİ ALLAH'A ŞİKÂYET EDECEĞİM!" diye yakaran bir başka çocuğun can acıtan sözleri...
Yüreğimizin taa en derinlerini sızlatmaya kâfi geliyor...
Devletleri yönetenler menfaatleri için çocuklardan çaldıkları hayalleri, sanki onlara güzel bir gelecek sunmak içinmiş gibi pişkin pişkin tavır edinmekten hiç çekinmiyorlar ve devam ediyorlar...
Oysa ki çocukların tek istedikleri, özgürce sokaklarda oynamak, barışça, kardeşçe hayata tutunmak...
Dünyanın her bir yerinden çocukları toplayıp bir araya getirecek olsak, ilk yapacakları iş sarmaş dolaş oyun oynamak olacaktır. Hem de hiç kimse birbirlerinin dilini bilmese bile.
ÇÜNKÜ SEVGİDİR ONLARIN ORTAK DİLLERİ...
******
İsrail-Filistin arasında geçen bombardımanda kaç çocuk öldü kim bilir?
Ve daha bir yıl evvel aylarca süren Rusya-Ukrayna savaşında...
Hatta dünyanın diğer birçok yerinde çocuklar bu gördükleri savaş manzaralarıyla mutlu mu sanıyorsunuz?
Nasıl ki bugün savaşıp insanlığı öldürenler, geçmişte gördüklerini işliyorsa, bu günkü neslin de geçmişin devamını işleyeceği aşikârdır...
*****
Gökyüzünde bombalar uçacak yine, kuşlar ve uçurtmaların yerine...
Ninniler yerini, ağıt seslerine bırakacak...
Terk-i diyar olacak insanlar sevdiklerinden, memleketlerinden...
*****
Yeryüzünde çocuklar savaşlarla değil sevgiyle büyütüldüklerinde, ellerine silah yerine kalem tutuşturulduğunda, şehirlerde bomba sesleri yerini çocuk cıvıltılarına bıraktığında, adalet gecikmeden tecelli ettiğinde işte o zaman insanlık refaha erecek, yaşanası bir dünya olacak...
SOKAKLARIN ÇOCUKLARLA ŞENLENDİĞİ, GÖKYÜZÜNÜ UÇURTMALARIN DONATTIĞI NİCE YARINLARA...