93 Harbine kadar “Milleti Sadıka” dediğimiz Ermeniler, 1071’den beri sayemizde huzur içerisinde yaşamaktaydılar aslında. Ne zaman ki Batı kendi menfaatleri için bunları oyuncak etti. O gün bu gün huzur bulamadılar. Bulamayacaklarda. Her yıl muayyen günlerde soykırımın kabulü için sağlı sollu yumruklar alıyoruz. Bir yandan ABD bir yandan Fransa. Malum şimdi de Fransa “Ermeni Soykırımını reddedeni mahkum edecek olan” yasayı meclisten çıkardı. Başbakan, Hükümet üyeleri, TÜSİAD, TOBB Fransa’ya çıkartma yaptılar, Fakat daha TÜSİAD Paris’te otel problemini bile çözemedi ki soykırım ile ilgilenebilsin. Görüşmelerin ardından hemen TÜSİAD bir açıklama yaptı. Fransız Mallarına “Boykot yok” dedi. O zaman Fransızlara karşı nasıl bir yaptırımımızın olmasını bekliyoruz anlayamadım doğrusu. Ülkede Oyak’ın en büyük ortağı Fransızlar iken, Aksa Sigorta Fransızların iken biz bu şirketlerin çalışmasına son veremiyorsak, çok fazlada konuşmamızın anlamı yok işin doğrusu. Çünkü bu Fransızlar sadece paradan anlar. Bir para kaybetmeye başlasınlar bakın o zaman Ermeni oyu için oyun yapmayı bırakırlar o zaman. Sayın Başbakan Fransızlara son uyarıyı yaptı.
Cezayir’i hatırlattı, Ruanda’yı hatırlattı. Yani Fransızların kirli tarihlerinden ve kirli politikalarından söz ettiyse de Fransızlar çok ciddiye almamış olacaklar ki kanunu meclisten geçirdiler. Bu son anda yapılan kükremeleri bir Mavi Marmara gemisinden de hatırlıyoruz . Biliyoruz ki Tunus, Fas, Cezayir, Senegal, Ruanda’yı sömürge yaparak hem maddi hem manevi olarak sömüren, onbinlerce insanın katledilmesine sebep olan Fransızlar öyle bir politika izlemiş ki günümüzde bile hala bu ülkelerin halkı Fransız hayranıdır. Ve bu ülkelerde herkes Fransızca konuşur. Aynı Fransa, Antep, Maraş, Urfa’da Ermeni çetecilerini silahlandırarak, Fransız üniforması giydirerek Türk kestiklerinden bahsedilmedi nedense. Kahramanlığı sonuna kadar hak eden Maraşlıların yanında, altı bin şehit veren Antep’e Gazilik yakıştı tabiî ki ,Peygamberler şehrinin direnişi de bir o kadar şanlı idi. Sütçü İmam, Şahin Bey, Ali Saip Bey hangi batı devleti ve onların silahlandırdığı taşeronlarla savaştığını maalesef gençlik bilmiyor.
Tepkimizi ve mücadelemizi Batılı Devletler harekete geçince veya sıkışınca değil, bunu sürekli hale getirmemiz lazım. Bu mücadelemizi program dahilinde yapmalıyız. Avrupa’daki vatandaşlarımızın o ülkenin vatandaşı olmasını sağlamalıyız.
Avrupa’daki diğer Müslüman azınlıklarla işbirliği yaparak, onları bilinçlendirmeli ve ortak hareket etmenin yollarını aramamız lazımdır.
Hocalı’da Azeri kardeşlerimize yapılan soykırımı dünya kamuoyuna taşımalıyız.
Programsız, koordinesiz günü birlik politikalar ile bir yere varamayacağımız anlaşılmıştır. Aslında yapılacak çok şeyimiz var. Soykırım konusunda hem savunma yerine artık saldırıya geçme zamanı geldi diye düşünüyorum.