Bu yıl Merkez Yürütme Kurulunun, 27 Nisan 2023 tarihli toplantısında alınan karar gereğince; 2023 yılında yapılacak olan 36. Ahilik Haftası Kutlamaları; Kırşehir merkez olmak üzere 81 ilimizde 18-24 Eylül 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

 Yıllarca Kırşehir'de ağırlıklı olarak çeşitli etkinliklerle kutlanılan ve Kırıkkale'de de yeni yeni dikkatleri çeken AHİLİK şölenleri dualarla başlanılıp, bir takım gösteriler, eğlenceler, sanatsal aktivitelerle gelecek kuşaklara aktarılıyor.

   Fakat Ahilik şölenleri yapılıyor yapılmasına da nedir bu Ahilik?...
Ne amaçla, neyi kutluyoruz?..
Manası nedir?
 
     Bunları da bilmek gerekiyor. Sadece sosyal bir aktiviteden ibaret olmayıp, gerekliliklerini de öğrenmek, yaşamak ve yaşatmak gerekir...

   Adından da anlaşıldığı gibi Ahi Evran hazretlerinin ahlâk, edep, hoşgörü ve vatan sevgisinin bir akımıdır AHİLİK...

  Ahi ismi, Divan’ü Lügat’it Türk’te “cömert”, “eli açık” anlamında kullanılır. Arapça'da ise “kardeş” manasını taşımaktadır...

   Ahilik Teşkilatı'nın kurucusu olan Ahi Evran'nın asıl adı Mahmud Bin Ahmed'dir. Lâkabı “dinin yardımcısı” anlamına gelen Nasirûddin’dir. Doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1171 yılında İran'ın Hoy Kasabası'nda dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.

   Çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa da gençliğinde Horasan ve Maveraünnehir'e giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır.

      Tahminen 1204 yıllarında bir hac yolculuğu esnasında Şeyh Evhadüddin Kirmani isimli bir evliya ile tanışıp ondan tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanlarında ders almış, derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî olmuştur.

   Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması da Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur. 

   13. Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evran, özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulunmuştur.

   Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı halkı uyarmış, hocasının vefatından sonra da O’nun vekili olmuştur.

      Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır.

      1237 yılında I. Alâaddin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine sultanla gönül bağı bulunan Ahiler, II. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Vezir Sadettin Köpek’e karşı koymuşlardır. Hatta bu dönemde Ahi Evran ve bazı ileri gelen Ahiler, Konya’da tutuklanmışlardır.

      II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra saltanat naibliğine getirilen Celaleddin Karatay zamanında Ahiler ve Türkmenler üzerindeki baskı kalkmıştır. Bundan sonra kısa bir dönem Denizli’ye giden Ahi Evran tekrar Konya’ya dönmüş; daha sonra da Kırşehir’e gelerek ömrünün sonuna kadar Kırşehir’de yaşamıştır.

      Ahi Evran, kaynağını Yesi’den alan kutlu bir davânın gönül erleri ile birlikte bu toprakları vatan yapmanın, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasının öncülüğünü yapmıştır. Özellikle yeni kurulan Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi üretici insan hâline getirmiştir. Onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar halinde yetiştirmiştir. Böylece Anadolu’nun iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir.

        Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır.

        Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı Ahilik Teşkilatı'nın kurucusu bu faziletli âlim ve mutasavvıf Ahi Pîri Horasanlı Türk'ün, kesin olmamakla birlikte Moğollar'a karşı mücadele ederken 93 yaşında şehit edildiği rivayet edilmektedir.

 1261 (H.653). Kabri Kırşehir’de kendi adı ile anılan caminin bitişiğindedir.

*******

   İşte hayatı ilimle, irfanla, vatan mücadelesiyle geçmiş, nefsini islam ahlakıyla donatmış Ahi Evran gibi büyük bir âlimin yüzyıllar öncesinden başlattığı bir adımdır AHİLİK...

 EDEPTİR...
NEFiS İLE MÜCADELEDİR...
GÜZEL AHLAKTIR...
TERAZİDE DENGEDİR...
MİLLİ BİR AKIMDIR...
VATANDIR...
ALLAH'I ANMAKTIR...

  İşte bu ahlakı ilke edinip, bu doğrultuda yaşayarak hayatımıza şekil verirsek ve esnaflığımızı bu edeple yürütürsek, hayatımızın her anında bunu hissedersek AHİLİĞİ gerçek manada kutlamış oluruz. Ahi Evran'nın ruhunu yaşatmış oluruz.

  Şayet bugün dualarla kutlayıp da ertesi gün dükkanına gelen müşteriden hakkın olanın 10 fazlasını alırsan, terazini eksik tartar her durumu fırsata çevirirsen, çalıştığın her işte bir hileye başvurursan bir hafta ettiğin duanın ne hükmü kalır ne de değeri...

  Gösteriş olsun diye yaptıklarınla riyanın içine düşer ve kendini kandırmaktan öteye gidemezsin.