Takvimler 2018 yılının 26 Ekim'ini gösterirken şehrimize ayak basmıştı. Sadece yetkili ve ilgili olan makamlar haricinde pek fazla kişi haberdar değildi gelişinden...
Kendisi de Kırıkkale'yi sadece ismen bilse de kısmen bilgi sahibiydi bu şehir hakkında...

Gelir gelmez yaptığı analizler onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Şaşkındı...
Bir hayli düşünce sarmıştı zihnini...
İlk görüş ve ifadeleri ise şöyleydi; 'BAŞKENTE BU KADAR YAKIN VE İÇERİSİNDEN KIZILIRMAK GEÇEN BU ŞEHİR, NEDEN BÖYLESİNE İLGİSİZ BIRAKILMIŞ VE NEDEN BİR TURİZM KENTİ HALİNE GETİRİLEMEMİŞ' şeklinde olmuştu...

Serzenişlerle dolu bu ifadeleri her ne kadar yüreğimize yumruk gibi otursa da umut tohumları serpilmişti yüreğimize...

Evet aynen de dediği gibiydi. Kırk yedi ilin geçiş noktası, bünyesinde savunma sanayisinin gözbebeği MKE, TÜPRAŞ rafinerisi gibi bir organize Fabrikası, bunun yanısıra 13. Yüzyıla ait tarihi Çeşnigir Köprüsü bulunduran bir il böyle olmamalıydı...

Hayırlı olsun kabullerinden ve bir kaç tanışma ziyaretlerinden hemen sonra işe koyuldu. Zaman kısa, yapılması gereken işler misliyle çoktu. Onu makam odasında, değil bulabilmek, randevuyla bile ulaşmak zordu...

Üç yıl içerisinde öylesine muhteşem icraatlar gerçekleştirdi ki 'acaba olur mu ki?' denilebilecek birçok işlere imzasını bıraktı.

İş disiplini ile bulunduğu makamının daha da ötesinde çalışıyordu.

Yeri geldiğinde bakan...
Yeri geldiğinde milletvekili...
Yeri geldiğinde belediye reisi...
Yeri geldiğinde kaymakam...
Yeri geldiğinde muhtar...

Gece-gündüz hep sahalardaydı ve yapılması gerekli ne varsa hepsini birer birer büyük bir hızla başlayıp bitiriyordu...

Projelerine desteği tabiri caizse söke söke alıyordu devlet kademelerinden.

▪︎YEŞİLVADİ...
▪︎OBAKÖY...
▪︎HUZURKÖY...
▪︎BALLIBABA TÜRBESİ...
▪︎ÇEŞNİGİR KÖPRÜKÖY KANYONU...
▪︎MACERA ADASI...
▪︎BALIŞEYH LAVANTA BAHÇESİ...
▪︎DİNEK YÖRESEL ÜRÜNLER SATIŞ MAĞAZALARI...
▪︎DİNEK DAĞI ATLI SAFARİ VE DOĞA PARKI...
▪︎BALIŞEYH KİLİT PARKE ÜRETİM TESİSİ...
▪︎ŞEHİR MÜZESİ...
▪︎ŞEHİTLER ANITI VE MÜZESİ
▪︎RAHMİ PEHLİVANLI MÜZE EVİ...
▪︎KESKİN GASTRONOMİ...
▪︎MEVSİMLİK İŞÇİLER KONTEYNER KENT...
▪︎KESKİN SULU MAĞARA...

Bunlar sadece 3 yılda bitirilmiş icraatleriydi. Halihazırda da devam eden bir çok projenin başlamasını sağladı...

Artık diğer illerin dikkatlerini çekmeye başlamış ÇEŞNİGİR KÖPRÜSÜ, YEŞİLVADİ, OBAKÖY etrafta merak uyandırmıştı.

Göz açıp kapayıncaya dek hızlıca geçen kısacık üç yılda İSTENİLİNCE DEMEK Kİ YAPILABİLİYORMUŞ' denilecek bunca işleri gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı resmî kararnamesiyle görevi değiştirilirkenki veda sözleri yüreğimize derinler izler bırakmıştı.
'BENİ HATIRLARKEN, BİZİM YUNUS' diye bahsedin olmuştu.

Evet bahsettiğim kişi, Kırıkkale adına birbirinden kıymetli bunca eseri gerçekleştiren iki dönem önceki valimiz Sayın YUNUS SEZER Bey....

Geçen gün basına yansıyan, YEŞİLVADİ ve OBAKÖY'ün içler acısı haldeki haberleri yüreklerimizi dağladı açıkçası...

Oysaki valimiz Yunus Bey'in ilk neşter vurduğu icraati, yıllarca hep söylentide kalıp bir arpa boyu ilerlemeyen YEŞİLVADİ projesiydi.

Bir dönem akşam ve hafta sonlarında kamelyalarda vatandaşların yer bulmakta zorlandığı, içerisinde kafeterya, spor tesisleri, oyun gurupları, mescit vb. her imkanın düşünüldüğü tıklım tıklım insanlarla dolan milli servet harcanan YEŞİLVADİ...

Terkedilmiş bir köyü anımsatan hali, ne kadar üzücü değil mi?

Ya 21 km'lik bisiklet yoluyla Yeşilvadi'yi birbirine bağlayan OBAKÖY'e ne demeli?!

Valimiz Yunus Sezer yani hitap etmemizi istediği tabirle BİZİM YUNUS, bu hizmetleri gerçekleştirirken, BU İCRAATLER KIRIKKALE'YE ÇOK YAKIŞACAK demişti. Bu şehri hep güzelliklere lâyık görmüştü. O görevden ayrıldıktan sonra ne bir dişe dokunur gelişme gördük, ne de onun yarım kalan projesinin tamamlandığını...

Şimdi gelinen bu noktada ise yaşanılan bu durum, KIRIKKALEMİZE HİÇ AMA HİÇ YAKIŞMIYOR...