DESTANLARIN ARİF'İ

Tevellüt; kırkdokuz, adım Arif`tir. 

Soyadım kütükte Şirin bilinir.

Giresun, Alucra, Hapu köyünden, 

Soyumu sopumu sorun bilinir.

Ozan diye tanır tanıyan beni, 

Gönlümde yaşatmam garezi, kini, 

Ve lâkin memleket, millet haini

Olanlarla aram serin bilinir

                                    Ozan ARİF

  Yıllarca gönül verdiği Milliyetçi Hareketin içerisinde yoğrulan, ülkücü gençliğe eserleriyle ışık olmaya çalışan ozan ARİF, esasında bir partiyle sembolleşmiş gibi görünse de, onun yüreğindeki vatan ve bayrak sevgisi, her değerin üzerindeydi. Bu öylesine derin hisler taşıyordu ki, sadece bir parti kalıbına sığacak nitelikte de değildi.

  Evet belki bir siyasi partiyle özdeşleşmişti fakat hemen her eserinde vatan, bayrak sevgisi, milliyetçilik aşkı vardı. Devleti bölmek isteyen tüm güçlere karşı her daim ikazlarda bulunuyordu.

  Hemen hepimiz bir konuyu ifade etmek için, o konu hakkında, öylesine sözler sarf etmek, o kadar çok yorum yapmak isteriz ki, fakat yine de tam olarak anlatamaz, ifade edemeyiz. Eksik kalır bir şekilde. Fakat bir şiirde, bir eserde söylenen iki satırlık dize, bütün konuyu izah etmeye ve anlaşılmasına fazlasıyla yeter. İşte çağımızın DEDEKORKUT'u Ozan Arif de böyle özellikte bir insandı. 

 Dedekorkut da aynı şekilde anlatmak, uyarmak istediği olaylarda, vermek istediği öğütlerde eline aldığı kopuzuyla, şiirlerini okuyarak, ince mesajlarını vermiştir tarih boyunca.

 Ozan Arif bir öğretmen, bir eğitimciydi esasında. Gencecik dimağlara milliyetçilik ruhunu aşılamaya başlamıştı o yıllar. 5 yıl öğretmenlik, 4 yıl okul idareciliği onun yüreğindeki milliyetçilik aşkına yeterli gelmiyordu. Daha fazla insanlara hitap etmeli, tüm herkese bu sevdayı aşılamalıydı.

  Her bir şiirinde, her bir eserinde milliyetçilik ruhunu görmek mümkündü. Konserlerine topladığı binlerce gençlere bu ruhu aksettirmek, onun ayrı bir meziyetiydi.

"Uyar isen eğer uyar; 

Arif'in bir öğüdü var,

Bir elinde bilgisayar,

Bir elinde Kûr-an olsun."

Dizeleriyle gençliği, maneviyattan ayrılmadan teknolojide, fende yükselmeye yönlendiriyordu.

  1980 İhtilalinden sonra sürgün yemiş ve 11 yıl sonra uğruna canını vereceği vatanına döndüğünde, bir çok hayal kırıklıkları yaşamıştı. Ülkücü gençlik bertaraf olmuş, milliyetçilik ruhu dejenereye uğramış, hiç bir şey bıraktığı yerde değildi artık.

"Onbir yıl sonra gördüm yurdumu,

Toprağı bozulmuş, taşı bozulmuş.

Açamadım kimselere derdimi,

Halkın yüzde yetmiş beşi bozulmuş."

Şiiriyle bu duygularını, üzüntüsünü dile getiriyordu.

En büyük kini devleti bölmek isteyenlere idi. Hiç bir şekilde taviz vermeksizin gözünü budaktan esirgemeyerek her sözü söylerdi.

"Zaten PKK`yı kuran da Batı,

Kurup arkasında duran da Batı,

Bizi sırtımızdan vuran da Batı!..

Ensemizde soluyorlar, kör müsün?

Dizeleriyle ülkemize oynanan oyunu alenen izah ediyordu büyük OZAN.

  Her zaman Türk birliğini destekliyordu. Asıl kurtuluşun, yükselmenin bu birlikle olacağını vurguluyordu. Bu yüzden de en büyük hayallerinden birisi de TÜRK BİRLİĞİ olan TÛRANcılıktı. Batı'da Haçlı ülkelerinin, Doğu'da ise Çin ve Rusya gibi devletlerin bu birliğe karşı çıkmasının boşa olmadığını daha 16 yaşında yazdığı "TURAN" adlı şiiriyle dile getiriyordu;

"Ayşe Fatma değil beni ağlatan, 

Gülmeden ölürsem ona yanarım.

Ağlatan TURANDIR başka bir vatan,

Bulmadan ölürsem ona yanarım.

Bulur bulmaz öpeceğim taşını,

Çok özledim ekmeğini aşını. 

Esir Türklerimin gözün yaşını,

Silmeden ölürsem ona yanarım."

Yıllarca ömrünü hep vatanı uğruna harcamış, devletinin meseleleriyle dertlenmiş, üzüntüsüyle gözyaşı dökmüştür. Doğru bildiği gerçeklerden asla taviz vermemiş, Türklük gururuyla vatan, bayrak ve milliyetçilik aşkını her değerin üstünde tutmuştur. Yazdığı destanlarla gelecek kuşaklara bıraktığı eserlerinin, bu hayata veda ettikten sonra bile topluma mesajlar verecek olması, onun en büyük umudu ve tesellisiydi.

"Yaşarken ölü olmaktansa, öldükten sonra bile destanlarımla yaşamak, benim vatan aşkımı hiç söndürmeyecektir" diyordu şu dizeleriyle;

Ben Arif`im, baba bildim devleti.

Benim işim uyandırmak milleti.

Söylediğim bu destanın kıymeti, 

Bugün bilinmezse, yarın bilinir.

  Yavaş yavaş ozanlarımız azalırken, topluma hayattan ders niteliğinde nükteler sunan, aramızdan ansızın ayrılan vatan sevdalısı merhum ozanımız, OZAN ARİF'e, Yüce Allah'tan rahmet diliyorum.

RUHUN ŞÂD OLSUN, VATAN SEVDALISI GÖNÜL ADAMI...