Fragmanını beğendiğimiz filmi görmek için Pazar günü öğrencilerimle birlikte sinemada idik. Salona girmeden önce dikkatimizi çeken ilk şey kalabalık oluşu idi. Film’in en pahalı Türk yapımı olduğunu öğrenince acaba karşımıza ne çıkacak diye meraklanmadık desek yanlış olmaz. Film’de gördüğüm bazı eksiklerden bahsetmek istiyorum. Eyüp El- Ensari’nin mezarının bulunması Fetih’ten sonra idi. Fetih sırasına konulmuş, “Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni” sözü film içinde erken söylenmiş, bir de özellikle Akşemseddin’in karakteri filmin ciddiyetine, Akşemseddin’in ruhani kişiliğine hiç uymamış, yakışmamış komedi karakteri gibiydi. Başrole oturan Ulubatlı Hasan yerine Kara Murat karakteri olsa tarihi gerçeklere daha uygun olurdu. Ulubatlı Hasan’ın sancağı diktiği sırada Kelime-i şahadet, yada tevhid getirse diye bekledik ama olmadı. Fatih’in Ayasofya’ya girişinde Clinton'ın 1999 depremi ziyaretinde Erkan bebek’in Clinton'ın yanaklarını dokunma sahnesinin bir Bizanslı çocuk tarafından Fatih’e yapılmasını manidar buldum. Oysa ki biz Ayasofya’ya giren Fatih’in Namaz kılmasını bekliyorduk. Sıraladığım bazı eleştirilere rağmen filmi bütün salondaki seyirciler gibi bende beğendim.
İstanbul’un fethi nasıl bir çağ açıp bir çağ kapattıysa bence bu film’de Türk sinemasında bir çağ açıp bir çağ kapatacak. Artık seviye Türk sinemasında yükseldi. Bu filmden sonra Kurtuluş Savaşını, Malazgirt Savaşını hatta Kürşad Destan’ını da bekliyoruz. Sinema’nın önemli bir endüstri olduğu malum. Bu projeye para yatıranların çok fazla kazanması lazım ki yeni projelere imza atabilsinler. Ayrıca toplumları etkilemenin ve istediğiniz alana çekebilmenin önemli bir yoludur sinema. Bu sebeple tarihimizi, kültürümüzü iyi anlattığına inandığımız projelere bizim de destek vermemiz lazım. Filmde efektler, ses, müzik çok güzeldi. Bir sinema eleştirmeni değilim. Ama gözümüze batan çok büyük bir hata yoktu. Başrol oyuncusu Fatih’in ağırlığı altında kaldı gibi bir eleştiri var ama unutmayalım Sultan Mehmed İstanbul’u fethettiği sırada daha yirmi bir yaşında idi.
Eğitimde görselliğin önemini bir kez daha anlamış oldum. Film’i izleyen bütün öğrencilerim atalarımızın ne büyük işler yaptığını ve ecdadımızdan gurur duyduklarını söylediler ki. Sadece bu sebeple birlikte sinemaya gelmekle ne iyi iş yaptığını anladım. Bunun yanında Film’in yapımcılarını bir kez daha kutladım.
Kırıkkale’de sinemayı hiç bu kadar dolu görmemiştim. Gençlerin çoğunlukta olması sevindirici doğrusu. Milli Tarih bilincinin oluşması, gençlerin tarihe karşı ilgi duymaları ayrıca ümit verici buluyorum.
Bu konuda öğretmenlerimizin yönlendirici olmaları, mümkünse öğrencilerle birlikte sinemaya gitmelerini tavsiye ediyorum.
Ayrıca Sınav Dergisi Dershanesi olarak bize yer ayıran, bize yardımcı olan Sinema yönetimine ayrıca teşekkür ediyorum.