İlköğretim veya Lise gençliğine Kırıkkale tarihi ile ilgi bir soru sorduğumuzda alacağımız cevap başlıktan pek de farklı olmayacaktır. Kırıkkale tarihi ile ilgili birkaç cümle kurmalarını istediğimizde şehrin adının nereden geldiğinden başka bir şey söyleyemeyeceklerdir. Evet, belki bir Sivas, Kayseri, Konya, Çankırı gibi eski bir yerleşim merkezi ve yollar üzerinde bir bölge olmamamız sebebi ile yerleşim tarihimiz çok eskilere gitmese bile Kırıkkale’nin maddi ve manevi tarih unsurları bir hayli fazladır. Bir gün derste Tekke ve Zaviye ve Türbelerin kaldırılmasından bahsederken, konu ile ilişki kurarak yirmi kişilik sınıfa Kırıkkale’de Türbe var mı ? sorusuna hiç ses çıkmaması beni derinden üzerken hem de bir Kırıkkaleli olarak Kırıkkaleli gençlere şehrimizi ve değerlerimizi öğretememiş olmamamız ne büyük eksikliğimizin olduğunu gösterdi. Oysa ki hemen yanı başımızda Hasan Dede, Haydar Sultan, Ballı Baba, Koçu Baba, Şeyh Şami Türbeleri gibi bir çırpıda sayabileceğimiz manevi önderlerimizin türbeleri vardır.
Milli Mücadele döneminde Kırıkkale havalisi dediğimiz Keskin ve Yahşihan bölgesinin önemini Sayın valimizin gayretleri ile gerçekleşen “Geçmişten Günümüze Kırıkkale Sempozyumunda bir tebliğ olarak sundum. Bu sempozyum aynı zamanda İl Kültür Müdürlüğünün çalışmaları sayesinde kitaplaşmıştır. Bu kıymetli eserden Kırıkkale ile ilgili bir çok şey öğrenebileceklerdir. Bu yazımda sayabileceğimiz bir çok değerlerimizden sadece bir tanesinden bahsetmek istiyorum. MKE Silah Fabrikası içindeki Silah Müzesi; Müze’de 14. ve 15. yy kalma hem Osmanlı hem de Avrupalıların kullandıkları silah, ve savaş araçları sergilenmektedir. Milli Mücadele döneminde halktan toplanan silahlar 1930-1935 yılları arasında Silah Fabrikası depolarına yerleştirilmiş, 1990 yılında da müze ziyaretçilerine açılmıştır. 472 adet eserin bulunduğu müze hafta içi Fabrika’dan alınacak izin ile ziyaretçilerine açıktır. Müze’nin fabrikanın içinde olmasının avantajlı tarafı güven içerisinde olmasıdır. Fakat izinle ve hafta içinde gezilebiliyor olması ziyaretçi sayısının az olmasına sebep olmaktadır.
Daha önce bir kısım Silahların Kırıkkale Belediyesi Müzesine verilerek ziyarete açılmasını sağlanmış, Fakat bu silahların bir çoğunun çalındığını göz önüne alırsak bana göre Silah Fabrikanın içinde kalmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Bu değerlerimizin genç kuşaklara aktarılması için öncelikle bu müzemizin Kırıkkale’de ki öğretmenlerimize gezdirilmesi ve daha sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğünün yapacağı bir gezi programı ile şehirde ki bütün okulların müzenin gezdirilmesi sağlanmalıdır.
Bu proje aslında bütün Türkiye’de yapılması gereken ulusal bir proje olmalıdır. Şehirdeki sivil toplum örgütlerinin, Kırıkkale Belediye’sinin maddi ve manevi katkıları ile bu çok kolay olacaktır.
Her yıl yüzlerce gencimiz Üniversite okumak için başka şehirlere gidiyor ve ülkenin değişik yerlerinden gelen gençlerle tanışıyorlar. Kırıkkale ile ilgili hiçbir şey bilmeyen bu genç şehrinin tanıtımına da hiç bir katkı sağlayamıyor.
Hiç değilse Lise son sınıf öğrencileri, tabiî ki sadece Silah Fabrikası müzesi değil Kırıkkale’nin tarihi ve kültürel yerlerinin gezdirilmesi gerekmektedir.
Bu hiç de zor bir proje değil, bu projeyi Kırıkkale Üniversitesine bağlı Kırıkkale ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi (KATAM) her yıl başarılı bir şekilde yapmaktadır.
Şehrini tanıyamayan genç ülkesini hiç tanımaz ve kıymetini de bilmez. Bu sebeple Kırıkkale’yi yönetenlerin bu gençliğe ve Kırıkkale’ye borcudur diye düşünüyorum.