Birkaç gün sonra içinde olacağımız bayramın özelliği, hepimizin de bildiği gibi kurban kesme geleneğidir. Bu adet  Hz. İbrahim (a.s)’dan bu güne maddi durumu uygun olan her Müslüman’a farz kılınmıştır. Hz. İbrahim’in kıssasından da bildiğimiz gibi, Hz. İbrahim (a.s) en sevdiğini kurban ederek, biz inananlara,  Allah sevgisinin her şeyden üstün olduğunu, Allah’a verdiği sözü yerine getirmenin önemini, gösterdiği sabır, cesaret, itaat ve sonsuz bağlılıkla göstermiştir. Kurban bu duyguları ifade ederken acaba biz neyiz? Ne için kurban kesiyoruz. Yüzyıllardır süregelen bir geleneğin takipçisi miyiz? Bizim İsmail’imiz ne? eşimiz, çocuklarımız, mesleğimiz, servetimiz, makamımız hangisi acaba? Ve biz İsmail’imizi kurban edebiliyor muyuz? Bayram sabahlarının olmazsa olmazları, demli bir çay, kurban eti ile yapılan kalabalık kahvaltı sofrası, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, kurbanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca. Kolonya, harçlıklar, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar. İşte hayatın güzelliği, belki de mutluluğun bir diğer adı.   Yüce Rabbimizin bizim kestiğimiz kurbanlara ihtiyacı yoktur. Biz insanlar bu vesile ile bir kez daha birlikteliğin önemini, paylaşımı, kardeşliği hatırlarız. Bu Bayram sayesinde birçok insanımızın sofrasında bir parça da olsa et girecek. Dua ve tekbirlerle kesilen o şanslı hayvanların etlerini çocuklar zevkle, neşe ile belki de ilk kez et yemenin tadına varacaklar. Dini Bayramlarımız, iman hayatımızın sönmeyen güzellikleridir. Yaradan’ın, hediyelerdendir. Akrabalar, hısımlar, dostlar, arkadaşlar hep bayram vesilesiyle aranır, kırgınlıklar, küskünlükler aşılır ve birlik sağlanır.     Her ne kadar kurban bayramına kavuşmanın mutluluğu içerisinde olsak ta evine ekmek götüremeyen babalar, evsiz çocuklar, yan komşumuzda ki patlayan bombalar, güvenli bir yer bulabilmek için çabalayan ana babalar insanın içini burkuyor. Ve buna sebep olanlara, bu sorunları çözmeyenlere, çözemeyenlere en mülayim şekilde bayramlık ağzımızla sadece lanet ediyorum.   Bayram günlerinde Allah için kurban ettiklerimizin yanında, vatana kurban olanları, bayrak için toprağa düşen genç fidanlarımızı ve aziz şehitlerimizin bayramlarını, onların mezarları başında kutlayan o mukaddes annelerimizi düşünerek, dağda ölenlere ağlayanları lanetleyelim.   Allah’a, vatana kurban olabilen, bir değer için kurban olabilme şuurunun oluştuğu, verilen nimetlerin öneminin hatırlandığı ve anlamına uygun şekilde bayramı yaşamayı nasip etsin.   Hüznün mevsimi sonbaharın, bayram neşesine dönüşmesi dileğiyle. Hak Teala bütün Müslümanlara bahşettiği mübarek Kurban bayramı memleketimize ve tüm İslam alemine kutlu olması dileğiyle.