Türk Milleti dünya üzerinde çok geniş bir bölgede yaşamaktadırlar. Adriyatik sahillerinden Çin sınırına kadar uzayan geniş bir coğrafyada, 220 milyon civarındaki insan, Türkçemizi pek çok lehçe ve şive ile konuşup, yazmaktadır. Türkler, dillerini gittikleri, fethettikleri her bölgeye taşımışlar, bu sayede milli kimliklerini korumayı bilmişlerdir. Bugün dünya nüfusunun yüzde üçü 12 milyon kilometrekarelik bir alanda çeşitli kollarıyla, lehçeleriyle Türkçe konuşmaktadır. Ve yeryüzünde toplam 6 bin 912 dil arasında Türkçe dünya üzerinde kullanılan ilk 5 dil arasında yer almaktadır. Bugün ülkemizde son zamanlarda, Kürtçe konuşmak, Kürtçe okuyup, yazmak isteği başlatıldı. “Kürtçe, Farsça, Arapça, Türkçe kelimelerin yanında Ermenice, Süryanice, Çerkezce, Gürcüce, Keldanice, Rusça, Rumca kelimelerden oluşan bir dildir.” Kürtçenin nasıl bir dil olduğunu, kaç kelimeden ibaret olduğunu daha iyi anlamak için, Sen Petesburg Üniversitesinin Kürtçe üzerinde yaptığı çalışmaya bakmak lazımdır. Bu çalışmaya göre Kürtçe’de 8.378 kelime olduğunu tespit etmiştir. Bu kelimelerin % 22’si Farsça, % 21’i Arapça, % 12’si Türkçe, % 33’ü ise Süryanice, Ermenice, Rusça, Rumca, Çerkezce, Keldanice, Gürcüce kelimelerden oluşmakta, geri kalan 300 kelimenin ne olduğu belli olmayan veya Kürtçe olduğu sonucuna varılmıştır. Türkiye’deki Kürt kardeşlerimizi 8-10 bin kelimenin kısırlığına çekip götürmek isteyenlerin, nasıl çok büyük bir yanlış içinde olduklarını görmek zor olmayacaktır. Kürtçe eğitim yapılmakla, Kürt kardeşlerimize iyilik değil kötülük yapılmakta, Türkiye'nin eğitim sistemi bozulmak istenmektedir. Kendine özgü bir dilbilgisi olmayan bir dil nasıl olurda eğitim, sanat, bilim, yönetim, teknoloji dili olabileceği düşünülmektedir. Bugün ülkemizde insanlar Kürtçe de dahil ana dillerini konuşmakta ve günlük hayatlarında kullanmaktadırlar. Yanlış olan Türkçe’den başka dillerin eğitim dili ve resmi dil olmasıdır. Anayasamızın değiştirilemez maddelerinde de belirttiği gibi devletin resmi dili ve eğitim dili Türkçe’dir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Türkçe hakkında Türk demek, Türkçe demektir. 

Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. “Türk milletindenim” diyen kişi her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır.” “Ne Mutlu Türküm diyene” sözü ile dilin aynı zamanda milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmemiz, bir olabilmemiz için dilin oluşturacağı birliğe ihtiyacımız vardır. Anadilde eğitim adı altında Kürtçe eğitim isteyenlerin hiç eğitimden anlamadıkları bir gerçek. Türkiye Cumhuriyeti’nde anadilde eğitimin uygulanabilirliği de yoktur. Hiçbir alt yapı çalışması yapılmamıştır. Eğitim nasıl olacak, derslerin ne kadarı Kürtçe okutulacak, öğretmen kadrosu nasıl bulunacak. Bu tür eğitimle Üniversiteye nasıl girecekler. Girdiler diyelim nasıl okuyacaklar. Kürtçe eğitim veren bir üniversitede okudular diyelim. Resmi dilin Türkçe olduğu bütün kamu kurum ve kuruluşlarının Türkçe hizmet verdiği bir memlekette nasıl uyum sağlayacaklar. Nasıl iş bulacaklar, Nasıl kariyer yapacaklar? Kürtçe eğitimi savunan hiç kimse bu sorulara cevap verememektedirler. Çünkü anadilde eğitimi savunanların amacı “Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir”. Asıl amaçları, “Böl, parçala, yönet” diye bilinen, sömürge oyununu, Türkiye üzerinde sergilemektedirler. Kürtleri tamamen bu ülkeden soyutlayarak istedikleri gibi kullanabilecekleri hale getirmektir. 120.000 kelimelik zengin bir Türkçe’yi bir tarafa bırakarak daha az kelimeli bir dille düşünmeye, konuşmaya, yazmaya çalışmak, Türkçe’den başka dillerde eğitim yapmak gerçek anlamda gericiliktir, akılsızlıktır, milletimize, devletimize ve Kürt kardeşlerimize en büyük ihanettir. Sağduyulu Kürt kardeşlerimizin PKK’nın aslında bu bölücülük propagandalarına alet olmayacaklarına da inancımız tamdır.