Kale Haber Gazetesi'nde basın yazarlığına ilk adım attığımda, burada her ne kadar tanıdığım değerli kişiler olsa da yeni bir ortam, yeni insanlar, yeni bir medya, yeni yazarlar ekibi, doğal olarak bende biraz heyecan oluşturmuştu...
Gazete çalışanlarının sıcak, samimi ve dostane yaklaşımları, buradaki yazarlar ve çalışanları hakkında zihnimde bir ön bilgi, bir profil oluşturmuştu. Böyle bir gazete ortamının mutlaka samimi ve aile havasında olacağı kanısına varmıştım.
İlk yazımı yazdıktan sonra, gazetemizin internet sitesinde makalemin yorum kısmına gelen birbirinden değerli yazıları okurken aralarında bir tanesi hayli dikkatimi çekmişti. Aynen şu ifadeler yer alıyordu;
"Sevgili Hakan ÖZTÜRK Bey oğlum: Öncelikle benim de içinde bulunduğum Kale Medya Gurubu'na iştirakinizden dolayı kutluyorum. Aramıza hoş geldin. Sonrasında ise hem mezun olduğun okulun ilk dönem (1978) mezunu ve de aynı zamanda çalışmakta olduğun MKE Fabrikası'nın aynı kısımın eski mensubu bir büyüğün olarak iftihar ettim. Günümüzde yazarlığı gerçekleştirenler içerisinde, kalemine sahip çıkarak, hak - hakikat ve gerçeklerden sapmadan, kalemini çıkar ve menfaat uğruna satmadan hareket etmen önerisiyle başarılar diler, tanışmak ümidiyle gözlerinden öperim."
Bu yorum öylesine yürekten, içtenlikle ve babacan tavırla yazılmıştı ki, o an çok duygulanmış, kendimde ayrı bir özgüven oluşmuştu...
Hitaplarına "bey" diyerek başlayıp, ardından da "oğlum" sözcüğündeki samimiyeti, adeta bağrına basma duygusuyla yaklaşımı ve KALEMİN DOĞRULUKTAN AYRILMASIN" öğüdüyle bitirmesi beni çok mutlu etmiş ve çabucak ortama ısındırmıştı.
Yorum yapan kişi kimdi diye merakla baktığımda OKTAY KIRLANGIÇOĞLU ismiyle karşılaşmıştım...
Bana verdiği öğütleri ve babacan tavırlarıyla yaklaşım gösteren bu değerli yazar abimizi daha fazla tanımak istemiş ve daha dikkatli takip etmeye başlamıştım...
Onu topluma fayda sağlayacak her platformda görmek mümkündü...
Şairler ve yazarlar derneğinde ve etkinliklerinde, siyasi faaliyetlerde, birçok sivil toplum kuruluşlarında...
Canından çok sevdiği vatanına daha fazla yarar sağlayabilmek adına gerek siyasi alanlarda gerek sivil toplum kuruluşlarında her daim insanlığa daha çok faydalı olmayı ilke ediniyordu.
Fahri trafik müfettiş oluşu dolayısıyla da bütün bildiklerini Kale Haber Gazetesi'nde köşesine taşıyordu. Hem eleştirel konulara değiniyor hem de yasal bilgiler içeren tavsiyeleriyle herkesin bilinçlenmesini sağlıyordu...
Kendine has üslubu, naif tavırları ve candan yaklaşımıyla yanlışları kırmadan, incitmeden düzeltmeye çalışıyordu.
En büyük silahı kalem olan OKTAY abimiz, Kırıkkale'mizin ve basın camiasının çok sevilen, saygın bir şahsiyetiydi.
Yeni yetişen yönetmen, gazeteci, şair, edebiyat, yazar yani kısacası hangi alanda olursa olsun bir şeyler yapmaya çalışan gençleri çok seviyor ve mümkün olduğunca destek veriyordu.
İyi bir evlât, iyi bir baba, iyi bir dede, iyi bir dost, iyi bir yazar olan, genciyle, yaşlısıyla herkesin gönlünü kazanan Oktay abimiz, iki yıl evvel maalesef çağımızın salgını, insanlığın başına belâ olan COVİD 19 salgınına yenik düşerek aramızdan ayrılmıştı.
Onsuz geçen süreçte basın camiası içerisinde derin yara ve hüzün hiç gitmedi. Yokluğu her daim hissedildi...
Zaman zaman elime geçen eski gazeteler arasında onun herhangi bir yazısına veyahut resmine rastlasam içimde hazin bir burukluk beliriverir o esnada...
Belki bedenen aramızda olamasa da yazılarıyla, eserleriyle o hep gönüllerde yaşamaya devam edecektir...
Kale Haber Medya Grubu ve benim için çok ayrı bir yeri olan OKTAY KIRLANGIÇOĞLU abimizi vefat yıldönümünde sonsuz sevgi, saygı ve rahmetle yâd ediyorum...
__Hazan mevsimi
Gitmek bilmedi bu sene...
__Kış gelmek istemedi;
Nedense...
__Kuşlar, göçlerini geciktirdiler,
Sanki bile bile...
__Son kırlangıçlar gidiyorlar bak işte,
Mesken tuttukları evlerine...
__Lâkin bu sefer de;
Bir yolcu daha eklediler seferlerine...
__Bizim kadar sevdikleri;
KIRLANGIÇOĞLU OKTAY abimizi de;
__Alıp götürdüler,
Yaşadıkları cennetlerine...
NURLAR İÇİNDE UYU GÜZEL İNSAN...
