Barış abiyi hatırlıyorsunuz değil mi?
Unutmanıza ihtimal dahi veremiyorum, çünkü onu unutmak mümkün müdür acaba!

    Kendi deyimiyle 'Unutamadık' da hâlâ...

O ölümü şöyle tarif etmişti; 'Kişinin ismi artık telâffuz edilmeyip, söylenmediği zaman ölmüş demektir', diyordu...

    O ki,

Çocukların Barış abisi...
Gençlerin tarzı...
Orta yaş üstünün arkadaşı...
Herkesin kendi yaşına uygun gördüğü gönüldaşı...

Uluslararası alanda da adı gibi 'BARIŞ ELÇİSİ...

   Kendine has, hiç yadırgamadığımız saç şekli, bıyıkları, bütün parmaklarına taktığı yüzükleri ve ömre bedel gülüşü...

    Yıllarca unutmanın mümkün olmadığı ve unutamadığımız gönüllerin sanatçısı BARIŞ MANÇO'dan bahsediyorum...

    O, her evin bir bireyi gibiydi adeta...
7'den 77'ye herkesin gönlünde taht kurmuştu...

    'ADAM OLACAK ÇOCUK' isimli çocuk programıyla tüm çocukların Barış abisi, pazar günlerimizin vazgeçilmeziydi...

  Moda'daki evinin adresine her kesimden gelen mektuplar direk kendisine ulaşır ve asla okumadan geçmezdi...

    Ülkemizin dört bir yanını karış karış gezerek, bizlere tanıttıktan sonra da dünyaya açılmış ve gidip göremediğimiz ülkelerin tüm güzelliklerini kendi üslubuyla bizlere takdim etmişti.

    Birçok dili, anadili gibi konuşur, diğer ülkelerle kurduğu diyalog, bizi kedisine her seferinde hayran bırakırdı...

    Nasihat tarzında şarkıları, yaşamı hep ilginçliklerle doluydu...

    Saygı duyduğu değerlere ise asla tavizi yoktu...

  Bununla ilgili yıllarca unutamadığı hüzünlü bir anısı da vardır Manço'nun...

    24 Mayıs 1993 yılında çıktığı konser turunda bu seferki adresi Samsun'dur.

    O dönem Muzaffer Önder'in başkan olduğu Samsun Büyükşehir Belediyesi, konser için 100 bin lira para harcamıştır.

    Barış Manço tam sahneye çıkacağı esnada, Elâzığ-Bingöl karayolunda 33 askerin teröristler tarafından şehit edildiği haberini alır.

    Konser için bütün hazırlıklar yapılmış ve vatandaşlar konser alanını doldurmaya başlamışlardır...

    Ülkece derinden yaşanılan bu acı haber neticesinde Barış Manço bir süre hüzne boğulur ve bu durumda eğlenmenin doğru olmayacağı kanısına varır...

   Sahneye çıkarak, bütün Samsun halkından özür dileyerek, konseri iptal ettiğini açıklar...

    Barış Manço konseri iptal etme kararının ardından da yapılan harcamayı karşılamak ister. Başkan Muzaffer Önder'e bir çek yazıp uzatır. Muzaffer Önder'in bu durum karşısında yıllarca hafızalara kazınırcasına verdiği cevap ise Barış Manço'yu duygulandırır...

    Başkan Önder, Barış Manço'ya, 'O çekin yeri Mehmetçik Vakfı'dır' der...

*****

    Besteleri ve şarkılarıyla büyümüş bir nesil olarak, şimdiki zamanlarda dinlediklerimiz, manasız ve bomboş geliyor bizlere...

    Şarkıları öylesine manalı sözler içeriyordu ki, sanki bir atasözü veyahut bir deyimmiş gibi toplumun her kesiminde, duruma göre şarkısının sözleri yerini alıyordu mutlaka...

   'Yaz dostum;
Garipleri giydir ipek şal ile
   Yaz dostum;
Kimse göçmez bu dünyadan mal ile'...

     'Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına'...

   'Nane, Limon Kabuğu'

    Ve her bayram sabahına; onun sesiyle,
'BUGÜN BAYRAM,
ERKEN KALKIN ÇOCUKLAR' coşkusuyla uyanmak...

    Tadına doyamadığımız şarkılarıyla evlerimizde, gönüllerimizde, unutamayacağımız bir yeri vardı BARIŞ ABİMİZİN...

O yerin boşluğu hiç dolmadı, dolmayacak da...

Bir Şubat soğuğunda MÜSADENİZLE ÇOCUKLAR diyerek kış yağmurlarıyla yüreklerimizi üşütüp göçtü gitti bu diyarlardan...

Unutmak kolay demişti, unutursun demişti...

Gönlümüzdeki sızısıyla, aradan tam 24 yıl geçti...

Ve biz hâlâ unutamadık onu...

MEKÂNI CENNET OLSUN ....