2002 yılından itibaren bu millet alışamadı, iktidarın bu türlü sözlerine sayınlar, kelleler kol gezerken hiç üstüne uğratmadık ve bu durumdan rahatsızda olmadık milletçe, arkasından bakanların devirdikleri çamlar ayyuka çıktı. “Polis gaz sıkıyor, vurmuyor, ekran görüntüsü vermek için kendini yere atan öğrenciler oluyor.” “Ceset parçaları” kayıp askere ait değil.” “Vatandaşın refahı arttı, bol bol et yiyor, vatandaş bol bol et yiyince, fiyatı artıyor.”gibi sözlere alışmıştık doğrusu. Doktorlardı, Eczacılardı, Yargıydı, Orduydu derken sonunda sıra Öğretmenlere de geldi. Sen 15 saat çalış, yılda üç ay tatil yap. Sonra en düşük 1624 TL al birde bunu beğenme, düz memur ne yapsın? daha çok çalış daha az maaş bu haksızlık değilmi? derken amaç herhalde memuru memura düşürmek olsa gerek.
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen “Alimin atının ayağından sıçrayan çamur parçası bizim için şereftir” anlayışına sahip bir kültürün mirasçıları olan bir millete ve bu milletin yöneticisine bu tavır hiç yakışmadı doğrusu. Vergisini veren, ülke istihdamına katkı sağlayan dershaneler için “Dershaneler halkı söğüşlüyor” mantığı güderken Milli Eğitim mensubu öğretmenlerin hak ettikleri ücretleri vermezseniz eğitimi nasıl kaliteli hale getirecek, dershanelere duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracaksınız anlamıyorum. Vekil maaşının öğretmen maaşını geçmesini istemeyen bir liderden, öğretmene aldıklarını bile hak etmediklerini söyleyen bir lidere sahip olmuşuz ne mutlu bize(!) Yazın üç ay tatil, kışın on beş gün tatil, hafta da on beş saat çalış, oh ne güzel hayat bir de zam iste, üstelikte “yavvv hocam; benim çocuktan bişey olmaz.
Hiç yoksa bir öğretmenliği bari kazansın” denilen bir mesleğe sahipken kalk bide zam iste, ayıp bu ustaya karşı(!)
Öğretmenin haftalık çalışma saatinin 15 saat olduğu da bir yalandır. Branşlara ve kademeye göre çalışma saati de uygulamışlardır.
Sadece derse girmek değildir oysa ki öğretmenin işi;
Veli toplantısı yapmak,
Sınav kâğıdı hazırlama ve okuma,
Günlük ve Yıllık plan yapmak,
Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılara ya da seminerlere katılma,
Programları organize etme,
Nöbet tutma,
Öğretmenlerin ders saati dışında yaptığı işlerden sadece birkaç tanesidir.
Avrupa ülkeleri arasında en düşük maaşı alan öğretmenlerimizin hayat koşullarını iyileştirmedikçe ülkemizin kalkınıp çağdaş devletler seviyesinin üstüne çıkma imkanının olmadığını bilmemiz lazımdır.