Kırıkkale, Pazar günü yeniden bir Ramazan bayramının coşkusunu yaşamaya hazırlanıyor. Ama hangi yüzüyle? Lütfen hemen bana kızmayın… önce biraz dinleyin. Bu sene Kırıkkale’de Ramazan ayını, en ciddiyetsiz ve manevi havasından oldukça yoksun yaşıyoruz. Lokantalar, diğer aylardan farkı olmadan mesailerini yapıyorlar. İnsan dükkan camının önüne bir tül perde bari çeker oda yok. Oradan geçen oruçlunun midesine kramp girecekmiş, kimin umurunda. Çayhaneler de aynı, sokaklara atılan tabure ve masalara çay servisleri kırıla, adamlar, nefsi çekenler olabilir mi ? demeden. Yudumluyor çaylarını… Sigarasının dumanını yoldan geçenlere doğru üflüyor. Bu insanlar coşkuyla bayram yaşayacak öylemi? O zaman BAYRAM BENİM NEYİME Dükkanına gelen dilenci, bir sadaka dediğinde, hadi git Allah versin diyen esnaf, bayram coşkusunu yaşayacaklarmış. Bana müsaade BAYRAM BENİM NEYİME Dinimizce üç tane tehlikeli meslek vardır. Bu işlerle uğraşanlar ve tefeciler, bugün cemaatlerin baş köşesinde yer bulabiliyorsa.
Hadi canım, BAYRAM BENİM NEYİME
Mengenede sıkılmış gibiyim. Dilim varmıyor her şeyi söylemeye. İzmir’de polise müdahale ederek plastik sandalye eline alan, 26 yaşındaki gencin göbeğine üç kurşun,( Ah, sanki ben öldüm)
Türk polisinden çok mantıklı orantılı müdahale >
Sahi BAYRAM BENİM NEYİME
İktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Al bakalım buradan yak, ne alaka. İçmeden sarhoş oldum dostlar.
Ne olur birisi bu haddini bilmezi susturdun. O birkaç Mehmet şehit olmadan önce insandı. Belki cahil köylü, belki göbeğini kaşıyan adam…
Tunceli millet vekili Hüseyin (AYGÜN) hiç sevmezdim. Davası davamın zıttıdır. Fakat öbür Hüseyin (ÇELİK) öyle bir laf etti ki, Tunceli li Hüseyin’in kalitesi ortaya çıktı. Hadi Mehmet, biraz gayret açıkça sabret her yolun bir sonu vardır. Çıldırmama ne kaldı, anlamıyor musunuz BAYRAM BENİM NEYİME
Polemik var Kavga yok
Vesselam