Eğer insanın aklı ile vicdanı uyum içinde ise, eğer insan insanlar barışıksa eğer insan doğa ile barış içinde ise , o zaman insan Allah’la barış içindedir.Allahın bir diğer adı da ‘’selam , barış’tır’’ İslam ise barışa giden yol’dur.

            Biz Kırıkkale olarak Kızılırmak’la birlikte varız Bizi kuşatan kucaklayan bu nehir bizim bir parçamız olduğu gibi , bizde onun bir parçasıyız. Kızılırmak’ı tehdit eden her eylemin ilk kurbanları yine Kırıkkaleliler olacaktır.

            Türkiye’de ‘’nehir ve şehir kardeşliği ‘’ en önce önemsemesi gereken şehir KIRIKKALE olmalıdır. Çünkü bir araştırmacı yazar olarak yaptığım çalışmalarda ciddi olarak bunun gerekliliğini gördüm.

            Kırıkkale kuruluşundan bu yana kardeşi olan bu nehiri hiç gerektiğince ciddiye almamıştır. (halbuki Kırıkkale’nin kurulmasına yegane sebep Kızılırmak olmuştur , rahmetli Hüseyin Kahya’ya tam tam çalıp totemleştirene duyurulur.)

            Nehir çevresine yapılan büyük ve küçük sanayi kuruluşları  ciddi olarak denetlenmediği gibi, nehir kıyıları hiçbir hukuk tanınmadan vahşice , Allah korkusu olmadan ama gücünü , kah zenginliğinden kah yerel yöneticiliğinden kah da siyasilerden alarak işgalcilik yapan şahısların tecavüzüne uğramaktadır. Bu uğurda yapılan her türlü saldırı paraya endekslidir. Ah bilsek ki , peşinde koşulan ‘’ PARA ‘’ bizi kurtarmayacak. O zavallı bir kağıt parçası, acıkınca yenmezki.

            Ben , garibin yaptığı çalışmalarda ( garip diyorum çünkü bu şehir’de bana gelene kadar en az bin kişinin bu konuyla alakalı çalışması veya fikir beyan etmesi gerekirdi.) Kırıkkale il sınırları dahilinde Kızılırmak ‘’ KIYI KAPSAMINA DAHİL AKARSULAR ‘’ sınıfına girmiyor kapsama giren yer “ Kızılırmak Nehri ana kolunun, Delice ırmağı ile birleştiği nokta ile Karadeniz ” arası.

            Sevgili halkım bu haberime sevindin mi? Dahası var…

Kıyı kanunu diyor…

-Kıyılar,Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasını açıktır.

- Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmalarında öncelikle kamu yararı gözetilir.

-Kıyıda ve sahil şeridine planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tesbiti zorunludur.

-Kıyı kenar çizgisinin tesbit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini, takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tesbiti zorunludur.

-Sahil şeritlerinden yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50m yaklaşabilir.

-Yaklaşma mesafesinde ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar ancak yaya yolu,gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Vs..

            Şimdi, bu kıyı, kanunu maddelerine göre herhangi bir vatandaşı, elini kolunu  sallaya sallaya, nehir kenarında yürüsün ister Yahşiyan Bahşılı arasında, ,ister Bahşılı, Rafineri köprüsü arasında… Yürüsünde boyunun ölçüsünü alsın. Anında kendisini hastanede bulur. Anada şükretsin, hocanın önünde musalla taşında da bulabilirlerdi.

            Nedeni …Kızılırmak kıyılarında Devlet yoktur.

-Kıyıya yakın arazisi olanlar, Nehir yatağını değiştirip bir miktar arazi kazanmak için, nehire moloz, hafriyat dökmektedirler.

-Bir çok yerde haksızca nehir kıyılarında tel örgü çekilmiştir.

-Nehir yatağı her zedelenmede, verimli toprak parçaları nehir suyu ile denize taşınmaktadır.

            Şimdi soruyorum, Sayın Valime, Çevre md. Orman su md. Harita kadostra md. Kırıkkale belediyesine, Yahşiyan bel. Bahşılı bel. Hasandede  bel. Hacılar bel. Sorumlu her kimse (Bu konuda yetkisi olmayan üzerine alınmasın) artık yasal süreç başlanacaktır. Türkiye’nin insanı,bölgesel olarak düşünerek Kırıkkale insanı sahipsiz değildir.

            Nasıl ki, Arasın, Fırat’ın,Dicle’nin ,Sakarya’nın kıyısında benimde hakkım varsa o bölgelerde yaşayan insanlarında Kızılırmak kıyılarında hemde 50m mesafeye kadar onlarında hakkı vardır.

            Polemik var Kavga yok vesselam…