ADAYI KİM BELİRLER
Uzun zamandır yazamadık çizemedik eksiğimiz kaldı. Neyse ki bir yana ettik işlerimizi ve devam kararı aldık.
Hadi yeniden başlayalım ve ilk konumuz siyaset olsun.
Seçimlere seksen günden az kaldı. Ülke genelinde halkta pek karşılık bulmasa bile siyasi parti merkezlerinde hummalı bir çalışma var. Aday adayları kendilerini anlatabilmek, biraz da beğendirebilmek için genel merkez binasını mesken tuttular. Aslında bu her seçimde böyle olur.
Genel başkana genel olarak ulaşmak zordur. Yardımcılarından biriyle konuşan şanslı, hele teşkilat veya seçimlerden sorumlu yardımcısı ile konuşan daha şanslı görür kendisini. Valla ne kızsınlar ne darılsınlar ama katlardaki çaycılar bile aday adaylarına azıcık ışılarsa bunun adı “Genel merkezden söz aldım, bu iş bitti, kesin aday benim.” Manasında algılanır.
Aday adaylarından hangisi ile konuşsanız hemen hepsinin Ankara’dan söz aldığını, git çalış kesin bu iş dediklerini, başkasının olmasının mümkün olmadığını, Ankara’dan bu işi bitirdiğini duyarsınız.
Bu Ankara öyle bir Ankara ki her aday adayına göz kırpıp, mavi boncuk mu dağıtıyor, yoksa göz kırpışı herkes üstüne mi alıyor bilemedim.
Aslında ufak hatalar yapılıyor olsa bile genel anlamda il belediye başkanları seçiminde genel merkezler biraz daha farklı yol izliyor. Çevresi, parası, makamı, statüsü, siyasi geçmişi, popülerliği, en önemlisi genel merkezdeki birine yakınlığı ile seçim yapılıyor.
Ama ilçe belediye başkanları (Metropol ilçeler hariç) daha çok il başkanlığına yakınlık, yapılan bağış miktarı, filancanın oğlu kızı ise bir öne geçer anlayışı ile yapılıyor. Hangi ilçe adaylarından getir bakalım başkan şu ilçene yapacağın projeleri diye soruyorlar. Ha kendini kanıtlamış, gerçekten bir yerlerde turunmuş biriyse aday zaten ona il başkanı da bir şey diyemiyor o yukarıdan! Onaylanıyor.
Hele birde il genel meclisi ve Belediye Meclisi seçimi var ki evlere şenlik. Bana sağcısı solcusu ortacı kenarcısı hani parti olursa olsun meclis üyelerini seçerken gerçekten şehre katkı sağlayacaklardan seçiyor diyebilir misiniz?
Kişinin devlet tecrübesi, tahsili, sivil toplum kuruluşları ile çalışma derecesi, yönetme becerisi, halkın içinde olması, ortaya koyduğu yazılı sözlü şekilli şekilsiz bir eseri, yâda ben meclis üyesi olursam şehrimin şu yaralarına merhem olmak için gayret sarf edeceğim anlayışı ile seçim yapılıyor.
Asla!
Eski vekilin yeğeni, falanca zengin esnafın akrabası, aday olan başka kızmasın onun kardeşi de olsun, yetenekleri önemli değil bir iki soyadı taşıyanlardan seçelim, şehre ne vereceği değil yarın bir gün talepte bulunursak takip etsin anlayışı ile üye seçimi yapılmaktadır. Valla bunun haricinde kendini ispatlamış olsa bile seçilecek sıraya değil arkalara “Bak yazdık işte” anlayışı ile yazılan bir iki kişi belki çıkar.
Laf uzadı ama bir cümle ile özetleyelim de okumayı pek sevmeyen güzide insanlar ne uzatmış be diye hayıflanmasın.
İl belediye başkanı seçiminde herkesin bir adamı olan ama adamlar yarışmasında öbürlerini dövebilecek yerde olan adamın gösterdiği olur.
İlçe belediyelerinde bir ikisi hariç düdüğü çalabilecek kadar parası olan olur.
İl genel ve belediye meclisinde yetenek, bilgi, tecrübe, eğitim, mesleki geçmişi olan değil, falancanın kardeşi, yeğeni, siyasi veya mali gücü baskın olan veya onun verdiği isim olur.
Az kaldı göreceğiz.
Adayları tek tek konuşmaya ileride devam edeceğiz tabi ki.