FİRAVUNUN NASİHATİ… EY OĞUL
Mısır medeniyeti ve tarihini inceleyen batılı bilim insanları tarafından antik çağın efsane kralı;ön yargılı, bağnaz, cahil insanlar tarafından dünyanın en kötü, en aşağılık insanı olarak tanıtılan Antik Mısır Firavunu namı diğeryenilmez boğa Kral Seti’nin oğlu II. Ramses’ eibretlik öğütleri:
“Ey oğul esas olan üretimdir. Ondan daha önemlisi üretilenlerin adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Bir sınıfın lehine olan zenginlik felakete ve geçimsizliğe neden olur. Adilpaylaşım sevinç yayar. Bir hükümdarlığın tarihi bir bayramınki gibi olmalıdır. Böyle bir yaşam sağlamak için hiçbir karın aç olmamalı. Kovana yararlı olan arıya da yararlıdır. Gözlem yap oğlum, zira görülmezi görebilen bir insan olamazsan, sözlerimin anlamını sökemezsin. Herkes kendi yazgısından söz eder. Oysa herkesin kaderi kendi elindedir. Karşılaştırmayı yapan ve inceleyen akıldır ama akıl bile karar vermekte yetersiz kalır. Kararı verecek olan yıldırım gibi baş döndürücü olan sezgi yani Sia’dır.
Ey Ramses, tek bir güç vardır o da tanrının gücüdür. Tanrı bilgedir.Firavun ise tanrının yeryüzündeki yansımasıdır. Tanrılara saygı duy. Sorumluluk duygunu, ahlaklı bir yaşam sürmeyi unutma.Gerçek güç bilgiyle elde edilen, önümüzde uzanan doğru yoldur. Doğru yol hakikattir ve her şeyden üstündür, ondan sapma.Bilgenin erdemi sonsuz, ölümsüz olup yaradılıştan beri sarsılmamıştır. Bilgelerin ışığıyla aydınlan. Çünkü bilgenin yolu doğru yoldur ve doğru yoldakiler de sonsuza kadar yaşar. Onu çiğnemek isteyen er geç cezasını bulur. Ey oğul, bilgelere layık bir insan ol. Bilge insanların hikmetli öğütlerini öğren. Yalnızca bu tarz bir eğitim soyluların karakterine biçim verebilir. Bu emirleri yerine getirirsen doğru kavrayış ve adaletli yargılama melekesini kazanıp hiç usanmadan görevlerini yerine getireceksin.
Firavun, iktidarı kalıcı olan Kutsal Işık tarafından dünyaya getirilmiş baş yaratıcının seçtiğidir. Kötülüğün düşmanı, tanrıya sadık kullardır, tanrının sevgisiyle yaşar, insanlara bu sevgiyle hayat verir. Yüreğinden akan bilgisi her zaman doğru yolu gösteren, son gücünü devletine adayan Mısır’da adalet, doğruluk tanrıçası Maât’ı yücelten kişidir. Ülkeni hırsla değil, barış içinde adalet, doğruluk ve dürüstlük yasasına uygun olarak yönet. Firavun’ un asıl adı sonsuzluk anlamına gelen Cet’ tir. Doğruluktan ayrılmayan, bilge, alçak gönüllü, adları sonsuza dek yıldızlı göğe yerleşmiş atalarının izinden git. Bir firavunun başlıca görevi kargaşa yerine düzeni kurmak, tanrıların en başta gelen kulu olmaktır. Sadece kendi yararına çalışmayı düşünecek olursan despot bir kraldan başka bir şey olamazsın. İnsanların ruhsal yapılarını dikkatle incele, sağlam ve doğru karakterli, ettikleri yemine sadık kalan, tarafsız hüküm veren ulu kişileri ara bul. Onları esas görevlerine ata.Kokuşmuş insanlara ve adam ayartıcılara karşı acımasız ol.
Sana muhtaç olanlara karşı iyi davran. Çünkü bu tanrının kutsadıklarının bir görevidir. Firavun ülkesini yönetirken ülkenin bölünmez bütünlüğüne toz kondurmayan, huzurlu bir yaşam sürerek halkının başında olan, onun mutluluğunu kendi mutluluğundan üstün tutan, iç ve dış düşmanlara karşı savaşan, adalet ve doğruluk yasasının saygınlığını kabul eden, zayıfları güçlülere karşı koruyan, halkını mutlu eden kimsedir. Kendini güçlü sanıp insanlara korku verip ezersen tanrı seni cezalandıracaktır. Bildiğinle kibirlenme ve ona güvenme.Bilgi ve sanatın sınırı yoktur. Hiçbir bilgin ya da sanatçı üstün ve etkisiz sayılamaz. Görevini doğru bir şekilde yürütmeye özen gösteren, bir soylu ile sıradan herkese güzel sözlerle mesajlarını doğru aktaran biri adil bir kimse,gerçeği çarpıtarak sadece soyluların ve sıradan herkesin hoşlanacağı güzel sözler söyleyen adi bir kimsedir. Firavun zayıfın yardımına koşar, dul kadınları korur, yetimleri doyurur, ihtiyaç içinde olanlara yardım elini uzatır, gece gündüz herkesi kollayan bir çoban, halkını koruyan bir kalkan olur. Ülkeyi beslemekten daha asil bir görev yoktur.
Oğlum Ramses, tanrı korkusu öğren, doğruluk yolunda yetiş. Temel olan doğruluk, adalet, düzendir.Yalan söyleme ki sözün güvenilir olsun. İnsanları mutlu etmeye çalış, onları yasaya göre yönet. Yasa’yı yüreğinin içine yerleştir, çünkü o hayatın her türlü biçimini tutarlı kılar. Yasa doğru yolu gösterir o toplumun teknesinin dümeni, tahtın kaidesi, insan varlığının doğru yoludur. O olmadan doğru olan hiçbir şey yapılamaz, gerçekleştirilemez.
Tanrılar ve Yaratıcı Güç için yararlı işler yapmaya devam et. Göğü andıran tapınaklar yap ve onları kutsal sahiplerine teslim et. Dünya durdukça tapınaklarda duracak, bu tapınaklarda tanrılarla iletişim kuracak ve onların sırlarını öğreneceksin. Onların yaşadığı bu yeri koru ve yarattıkları ışığı yaşat. Sunakları güzel ve süslü olduğu zaman tanrılar memnun olur ve onların mutlulukları da yeryüzünü aydınlatır. Tapınaklar ruhsal temizliği simgeler. Firavun, tapınağın en içinde kutsal varlıkla düşünce ve duygu ortaklığı kurduğu zaman artık onun için maddi dünya yok olur. Kutsal dünya ile ekonomik dünya her ne kadar farklı olsalar da aslında birbirlerine çok bağlı olduğunu unutma. Kutsal tapınaklara saygı duy, ayinlere katıl, dinsel düşüncelere dal. Ölülerin mezar taşlarını incele.
Bu dünyada yükselmiş olanları kıskanma. Onları beğenip alkışla, yüreğinden kötü bir şey geçirme, senden daha akıllı bilge biri veya seninle eşit olmayan fakir bir adamda olsa onu aşağılayıp küçümseme, onun karşısında başını eğ ve dinle, seninle aynı fikirde değilse ona kızma. Alçakgönüllü ol, bilge insana hizmet et.Tüm eylemlerin Tanrı’nın önünde iyi olsun.Doğruluğu kılavuz alan biri doğru yaşar, ölür, gömülür. Fakat yalancının, açgözlünün mezarı bile olmaz.Yükselmeye uygun değilsen, ezilip gidersin. Firavun ‘un eylemi, sözü ve yaptırdığı ayinler olmadan dünya dengede duramaz. Bir gün firavunluk kurumu insanların aptallığı ve tamahkârlığı yüzünden kaybolacak olursa Maat’ın hükümranlığı sona erer, karanlıklar yeryüzünü kaplar. O zaman insan, kendi de dâhil olmak üzere her şeyi yıkar, kuvvetli zayıfı ortadan kaldırır, adaletsizlik zafere ulaşır, şiddet ve çirkinlik her yere egemen olur. Yuvarlak şekli gökyüzünde görünse bile güneş doğmaz. İnsanı kendi haline bırakırsan kötülüğe meyleder. Firavun ’un rolü eğri bastonu düzeltmek, kargaşayı düzene çevirmektir. Bunun dışındaki her türlü yönetim biçimi, ister istemez o ülkeyi başarısızlığa götürür.
Ey oğul, firavun iktidarını evrenin sonuna dek götürmek zorunda olan kişidir.Dünyanın her bölgesinde gücünü hissettirmelisin. Sana güvenen köpek bile olsa ona kıyma. Senin görevin onu korumaktır. Mısırda yok ediciler en aşağılık mahlûk sayılır. Gerçek güç kazanmanın tek yolu vardır ve bu yolda ölümle yaşam, güzellikle çirkinlik, ilaçla zehir durmadan birbirine karışır. İşte bu, yılanların yoludur. Yılanlar çölde, tarlada, bataklıklarda, Nil’in kıyısında, kanalların kenarında, harman yerlerinde, çobanların barınaklarında, hayvan ağıllarında, hatta evlerin nemli ve karanlık köşelerinde, her yerdedir ve dünyanın yaratılışının sırrı onların elindedir. Yılanlar korkunç düşmanlardır ama insanlardan tehlikesizdir. En azından yalan söylemezler, doğanın buyruklarına uyarlar ve asla ihanet etmezler. Söz konusu insanlar olunca durum farklıdır. İnsanlar bütün ömürlerini hileyle ve dolandırıcılıkla geçirirler. İşin içine para, makam, mevkii girince en azılı düşmanlar dost oluverir. Ülkeyi yönetirken ne erkek kardeşin ne kız kardeşin olacak. Kime iyilik etmişsen o sana daha çok ihanet edecek. Zengin olması için yardım ettiğin fakir seni sırtından bıçaklayacak. Elini uzattığın kimse senin aleyhinde komplolar kuracak. Yakınlarından ve astlarından daima kuşku duy, yalnız kendine güven. Felaket günü gelip çattığında sana hiç kimse yardım etmez. Yenilenin yanında kimse olmaz oğul.Taş ölümsüzdür tıpkı taş gibi adın yıllar boyu anılsın.”