Geçen hafta ilimizde, sanatsal anlamda en güzel haberi Kırıkkale Halk Eğitim Merkezinden aldım. Yapılan yoğun çalışmalarla Kırıkkale halayı resmiyet kazanmış, artık başka illerde meraklılarına kurslar verilebilecek ciddiyeti kazanmıştır. (Bende köşemde bu konunun önemiyle alakalı bir yazı kaleme almıştım) Halayımız, halk kültürünün yaşatılmasında aynı zamanda ulusal ve uluslar arası etkinliklerde Kırıkkale’yi tanıtım açısından tanıtılmasında önemli bir yer alacaktır. Halayımızdaki figürler, yaban hayatın avcı kuşlarının hareketlerinden etkilenerek düzenlenmiştir. (Tarihimizde, Türk boylarının kendilerine göre bir yırtıcı kuşu ongun olarak seçmeleri vb.) Halayımız gençliği, yiğitliği, savaşçılığı ve onurlu olmayı anlatır. 

Halayımızda kadınsal figürlerin olmaması bu nedenledir. Kendilerini tanımıyorum ama md. Osman KARA, md. Yrd. Eyüp SÖZDİNLER’e ayrıca eğitmenler Hüseyin ŞAHİN ve Tacettin KÖKSAL’a bu köşeden teşekkür ve saygılarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Sanatçı Ayten ALPMAN’a ölümünden dolayı rahmetimi iletirken, birkaç sanatçının ölüm ona yakışmadı. Ölüm 20 yaşındaki askere, 52 yaşındaki benim gibi fakire çok güzel yakışırda 83 yaşındaki hanım nineye neden yakışmasın tövbe tövbe… Üstelik, Türk halk ve Türk sanat musikisi sevdalısı olmama rağmen pekala Ayten hanımın en beğendiğim yorumu “Tek başına”dır. Bana “memleketim” şarkısını sormayın şarkının aslı Fransızcadır, “Mireille Mathieu” söyler. Saçları önden küt kesilmiş, kalın dudaklı, kadife sesli kadını 30 – 40 yıldır unutamam sonra Fikret ŞENEŞ hanım tuttu buna Türkçe sözler yazdı. Bu arada, benden duymuş olmayın “Dağ başını duman almış” resmi türkümüzde bir İsveç türküsüdür. (Birazda müstehcendir.) inanmayan 1978 Hey müzik dergisine baksın (Tabi bulursa) Bugün bunları niye yazdım? Bazıları “El bestesiyle gerdeğe girme” geleneğini ballandırıyor da. Bende Hişt… Yutmadım diyorum… Polemik var kavga yok…. Vesselam