1 Nisan’da yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçları geçen günlerde açıklandı!.. Yazılı ve görsel basından öğrendiğimize göre; bu yıl sınava 1 milyon 895 bin 476 aday başvurmuş ve bu adaylardan 57 bin 742’si sınava hiç girmemiş!.. ÖSYM tarafından açıklanan ve bizlerin de kara kara düşünmesine sebep olan olay ise, bu sınav sonucunda 50 bin 805 adayın 0 puan alması!.. Geçen yıl bu sayı 38 bin 269, 2010 yılında ise, 14 bin 156 imiş!.. Sizin anlayacağınız; her geçen yıl, bir önceki yıla göre, daha da berbat!.. Sonuç ise, son derece düşündürücü!.. Sevgili Okurlar!.. Eğitimdeki başarının en büyük göstergesi, hiç şüphesiz istatiksel değerlerdir. Bunun ülke genelindeki en gerçekçi ölçümü de ÖSYM tarafından yapılan sınavlardır. Gerek il bazında, gerekse kişi bazında, öğrenci başarısının test edilmesi olarak da ifade edilen bu tür sınavlardaki sayısal değerler; aynı zamanda o ülkenin “eğitim kalitesi”nin de “objektif” olarak bir göstergesidir!..
Dolayısıyla ilimiz, geçen sene göstermiş olduğu başarısını, bu yıl maalesef pek de yakalayamamıştır! Ülke genelinde ki durum ise, malûm!.. Daha açık ve gerçekçi bir ifade ile, Türkiye’deki mevcut eğitim politikası, bu sonuçlara bakılacak olursa, tek kelime ile iflas etmiştir! Gençlik; bu imtihan sonucunda sınıfta kalmıştır! Buradan hareketle, ülke yönetiminde söz sahibi konumunda olan hükümet ile ilgili bakanlığın, olayın muhatabı olarak, bu başarısızlığın sebeplerini “ivedilikle” derhal masaya yatırması gerekmektedir! Muhalefet partilerinin, YÖK’ün, sendikaların ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşları ile bu konuda söz sahibi olan entelektüel birikimi olan kesimin görüşleri de alınarak, çağın ve Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir “Milli Eğitim Politikası” tespit edilmelidir. Kıymetli Okurlar!.. Ülkemizin bir başka kanayan yarası da meslek liselilerinin şu anki içler acısı durumudur! 2012 YGS sonuçlarına göre, genel liselere oranla, meslek liselerinin başarı yüzdesi, maalesef en alt seviyelerde kalmıştır! Bunun elbette birçok sebebi var. Bu sebeplerin tamamını burada ifade etmek pek tabiî ki mümkün değil. Özetle burada bir kaçını sıralayacak olursak; Geçmişte meslek liselilere, haksız olarak uygulanan katsayı engelinin kaldırılmış olması, son derece yerinde bir karar olmuştur. Ancak, bu bile ortadaki eşitsizliği gidermeye yeterli olmamıştır. Genel liselerde okuyan öğrencilerle, meslek liselerinde okuyan öğrencilerin, almış oldukları kültür derslerinin ders saati toplamları arasında ki fark ise, son derece ürkütücüdür! Bu sebeple de, okul türleri arasındaki farklılık göz önüne alınmalı ve meslek liseliler kendi müfredatlarına uygun konulardan ÖSYM’ce –ayrıca- sınava tâbi tutulmalıdır.
Aksi takdirde, mevcut sınav sistemine göre, Fen Liseleri, Anadolu Liseleri ve Özel Liselerle aynı kategoride yer alan meslek liseliler; aynı pistte yarışa sokulan Murat 131 ile Ferrari’nin durumuna düşmekten, böyle giderse hiçbir zaman kurtulamayacaklardır!
Aziz Okurlar!.. Gençlik, bizim geleceğimizdir! Yarının Türkiye’sidir!.. Milletimizin ve devletimizin en büyük teminatıdır! İyi bir eğitim almış, millî ve manevi değerlerle yoğrulmuş ve çağdaş bilgilerle donanmış bir gençlik, bizlerin en büyük idealidir!
Günümüzdeki gençliğimizin, başı boş; hedefsiz, ilkesiz, idealsiz ve nemelazımcı yetişmesinin tek sorumlusu, elbette sadece iş başındaki hükümetler ve ilgili bakanlık olmasa gerektir! Aileden başlayarak; yetişmiş olduğu çevresini, toplumu, basın-yayın kuruluşları ile öğretmenlerini de bu sorumluluk/sorumsuzluk kervanına katmamız şarttır!..
Şu saatten sonra, suçlu aramaya gerek yok! Gençlik elden gidiyor! Bindiğimiz gemi su alıyor artık!.. Gemi su alırken, suçlu aranmaz beyler!..