Temple Grandin, Amerikalı hayvan bilimi uzmanı, yazar, otizm aktivisti, mucit. 29 Ağustos 1947’de Boston’da doğdu. İki yaşını geçtiği halde hala konuşamıyor, sürekli ağlama krizleri geçiriyor, anlamsız sesler çıkarıyor, kafa ve vücudunu amaçsızca sallıyor, nesneler dikkatini çekmiyor, az gülümsüyor, iletişim kurmakta zorlanıyor, ailesi ve yakınlarıyla bağ kuramıyor, onlara yaklaşamıyor, duygularına karşılık veremiyordu. Gün geçtikçe davranışlarındaki bozukluklar daha da belirginleşiyor, giderek artıyordu. Bazen saldırganlaşıyor, eşyalara zarar veriyor, şiddetli öfke nöbetleri geçiriyordu. 

Üç yaşındayken ailesi doktora götürdü. Beyin hasarı nedeniyle ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, beynin gelişimini engelleyen otizm tanısı kondu. Doktorlar, durumunun ümitsiz olduğunu, diğer otizmli çocuklar gibi bir bakım evine gitmesi gerektiğini söylediler. Ailesi şok yaşadı, ancak bu sözlere aldırmadı. Özellikle annesi kabullenemedi. Kaderdir ne yapalım? Demedi. Her dakikasını, her saatini, tüm enerjisini, yaşamının her anını otizmli kızına adadı. Onu eve kapatmadı, sosyalleşmesi, normalleşmesi için tüm imkânlarını zorladı. Yaşıtlarının gelişim seviyesine yetişmesi için birebir her hareketini, her davranışını gözlem altına aldı. 

Başarılı öğretmenleri bulunan bir anaokuluna yerleştirdi. Yetinmedi ona konuşma terapisi vermesi için bir doktorla anlaştı. Daha da yeterli bulmadı kızı için oyunlar oynatabilen bir dadı kiraladı. Her yolu denedi. Sonunda Grandin’in düşünme şeklinin değişik, farklı bir zekâya sahip olduğunu, resimlerle düşündüğünü, resimlerle öğrenmeye istekli olduğunu keşfetti. Annesinin bu yakın davranışı ve aşırı ilgisi Grandin’in tüm yaşamını etkiledi. Grandin artık resimlerle düşünüyor, dünyayı herkesten farklı bir biçimde görüyordu. Kelimeler ikinci diliydi. Kısa sürede davranışlarında olumlu gelişmeler yaşandı ve 4 yaşındayken konuşmaya başladı. 

Grandin, ortaokul ve lise döneminde öğrendiği şeyleri sürekli tekrar ettiğinden okul arkadaşları “kayıt cihazı” diyerek onunla alay ederlerdi. Normal olmadığı gerekçesiyle ondan uzak dururlardı. Bu yüzden hayatının en kötü dönemini yaşadı. Sadece fen bilgisi öğretmeni onu anladı, ondaki farklılığı gördü, özel ilgi ve alaka gösterdi, üstün zekâlı hissi uyandırıp başarılı olabilmesi için yardımcı oldu, üniversiteye gitmesi için teşvik etti. 

Sürekli eğitimin yanında ruhsal ve fiziksel gelişimini tamamlayıp farklı bir kişiliğe kavuşmasını düşünen annesi Grandin’i teyzesinin çiftliğine gönderdi. Aşı vurulması sırasında ilkel metotlarla yapılmış işkence makinesine öfkeden yerinde duramayan sığırların zorla sokularak hareket kabiliyeti engellenip, sıkıştırılarak sakinleştirmesi çok ilgisini çekti. Aynı şekilde hayvanlar gibi kendisinin de sıkıştırılmasını istedi. Makinede sıkıştırıldığında sakinleştiğini fark etti ve 18 yaşına dek annesi dahil hiç kimseye sarılmayan Grandin, makine sayesinde sarılmanın mutluluğunu duydu. 

Hayvanlara sevgisinden dolayı üniversitenin psikoloji eğitimine başladı. Endişe ve korku içinde bulunan hayvanlar ile otizmli insanlara faydalı olmak amacıyla modern bir sarılma kutusu (hug box) ile hayvan yaşamını kolaylaştıran aletler icat etti. Sarılma kutusu halen otizmli çocuklar için kullanılmaktadır. Hayvan bilimi alanında yüksek lisansını ve doktorasını yaptı. Mesleğinde ilerledi. “Birçok otistik çocuk çizim yapmada ve bilgisayar programlamada oldukça yeteneklidir, bu yetenekleri desteklenmelidir. Otizmli birçok insan görsel zekâya sahiptir, hayvanlara insanlara olduğu gibi hassasiyetle davranılmalıdır.” Düşünceleriyle hayvan refahı ve otizmli çocuklar konusunda çok sayıda konferanslar verdi. Adı basında duyuldu, tanınmaya başladı. Tv. Programlarında konuşmalar yaptı. Seminerlerde büyük kalabalıklara dersler verdi. Amerika’da hayvancılık sistemini değiştirdi. Farklı yazılı basında yazılar yazdı. “İnek Gibi Düşünen Kadın” adıyla belgeseli yapıldı. Hayatının anlatıldığı filmi çekildi. Film, dünya kamuoyunda büyük ses getirdi, toplam 7 Emmy ödülü aldı. Time 100 listesinde “Kahramanlar” kategorisinde dünyanın en etkili 100 kişisi arasında yer aldı. 

Konuşamayan saldırgan, öfke nöbetleri geçiren, kendini ısırarak yaralayan, herkesin dışladığı otizmli Temple Grandin mucize annesi sayesinde dünya insanlığına ilham veren mucize insanlardan biri haline geldi.