Polis evinin önünde, bir arkadaşımla ayaküstü sohbet ederken, arkadaşım dedi. Ben’de demiştim. Bugün (6-3-2012) sabah 05 de ayaktayım. Biraz sonra sabah ezanı okunmaya başladı. O kadar güzel bir ahenkte okuyordu ki içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Yüksek makam bilgisi mi yoksa Allah vergisi mi bilemem ama müezzin efendiye buradan saygılarımı sunuyorum. Gerçekten Kırıkkale’nin manevi atmosferinde, son yıllarda mütevazi ve hoşgörülü tavırlar etkileyici bulunmakta, daha fazla insanın Hacca gitmesi, Cuma namazına gidenlerin fazlalaştığı, oruç tutanların arttığı gözlenmektedir. Bunlar benim tespitlerimdir, katılamayanlar alabilir, ancak emin olmadığım gelişmelerin Dindarlıktan mı yoksa Dindar’lık görünümlerin artmasından mı? İsterseniz konuyu biraz daha açalım.
Mesela bir kısım insanın Dindarlığı daha çok ibadetler üzerinden tanımlanırken bir kısım’da en temel dini kuralların bile sorgulanması üzerinde duruyorlar. söyleminin yeterli olmadığı, Kuran’da, sırası 107 olan Maun suresinde vurgulanıyor. Yoksa bu tip dindarların amacı Cennet’te huri avcılığımı? (Huri’mi çıkar Nuri’mi çıkar bilemem) İslami modanın sektörel olarak büyümesi’de bu farklılıkta dikkatimiz çekiyor. Bir tarafta kara çarşaflı hanımlar, diğer tarafta beyaz başörtülü hanımlar ve modern görünüşlü türbanlı hanımlar. Hanımların bu giyim tarzları aynı zaman’da bağlı bulundukları cemaatlerin tören elbiseleri gibi üzerlerinde duruyor.(Kişinin giyim tarzı aynı zaman’da Cemaat’in kimliği anlamını taşıyor.) Musiki konusunda’ da farklılıklar göze çarpıyor. Dini yayınlar yapan radyolarda, hitap ettiği cemaate göre müzik yapılıyor. (35-40 yıl önce sokaklarda destancılar gezerdi. Acıklı bir olayı anlatan şiirleri tek sayfalık gazete kâğıtlarına basarlar, ağıt şeklinde okurlardı. Mahallede sakini kadınlar bu destanlardan satın alırlar. Okuryazar olmadıklarından bizlere okutur, hep beraber ağlaşıyorlardı.) bazı radyolardaki müzikler bana eski destancıları hatırlatıyor.
Diğer bir grupta resmen, benim İslami pop diye adlandırdığım bir müzik dinliyorlar ki, evlere şenlik. Org dediğimiz müzik aleti, kilisenin sembolü bir müzik kutusu onunla İslami müzik yapmak beni derinden yaralıyor. Hafız sami, hafız burhan, sadedi, n kaynak, Bekir Sıtkı sezgin, kani karaca vb. neden radyolardan dinlemez? Onları bizden koparan ne?
Sonuç olarak Kırıkkale’deki farklı açılarda ilerleyen dini ilerleyen dini gelişmeler beni endişelendiriyor. Acilen, toplumsallaşma ve karşılaşma mekanları tesis etmemiz gerekiyor. Okuduğumuz dini kitaplar hep belli bir kaynaktan olduğundan farklı bir dini grubu devamlı bizden uzaklaştırıp ötekileştiriyor.
Polemik var kavga yok… Vesselam