Kyrzayda Rodriguez (Ok: Krista Radrigez) 18 Ağustos 1978'de Dominik Cumhuriyeti'nde doğdu. Dünyanın en ünlü tasarımcısı, stil, moda, fitness, sağlıklı yaşam, seyahat, güzellik ve popüler Instagram blog yazarı. 460.000'i geçen takipçileri ve sıkı hayranları vardı. Kendi çevrimiçi butiğini (Kyrz's Dolabı) kurdu. Televizyonlarda ve sosyal medyada birçok dizi ve şovda yer aldı. Pozitif yaşam stili, olağanüstü fiziki ve görsel güzelliğiyle genç kızların ikonu, efsane bir karakter, dünya çapında pek çok insanın ilham kaynağıydı. Takipçilerini her zaman hayattan zevk almaya ve tüm küçük şeyler için minnettar olmaya teşvik etti. Başarılı hayatı sonucu çok varlıklı birisi haline geldi. Evli ve bir çocuk sahibiydi.
39 yaşında mide kanseri hastalığına yakalandı. 9 Eylül 2018'de 40 yaşında hayatını kaybetti.
Saçları giderek azaldığında tamamen tıraş etmeye karar verdi. Kalan saçlarını kazıttığını gösteren videoda kel kafalı fotoğraflarını ve kanserin benliğini yıkmasına izin vermemesi düşüncesiyle ölürken bile şık giysiler giydiği paylaşımlarını gururla paylaşarak dünyanın ne kadar anlamsız, yaşamın ne kadar geçici olduğu yolunda ölmeden önce sevdiklerine ve bütün insanlığa ibret verici son sözleri ve hayata dair öğütleri: "Vücudumu dinledim çünkü bir şeyler doğru değildi. Bazen zayıf noktalarımızı paylaşmaktan çekiniriz ama bu yalnızca insana özgü bir durumdur. Gerçek bu; Kızgın değilim, bana sunulan tüm fırsatlar için minnettarım. Umduğum gibi gitmeyen kemoterapiyi bıraktım, takipçilerimden kararımı kabul etmelerini istiyorum. Saç yok, umursama. Peruk takmamaya karar verdim çünkü insanların beni olduğum gibi, yani bir dövüşçü olarak görmesini istiyorum, yolculuğumu sizinle paylaşmak kolay değil. Saçlarımı çok sıkı tutuyordum ama artık zamanı gelmişti. Elbette ağladım.
Garajımda dünyanın en pahalı arabası vardı, şimdi dışarıda park edilmiş halde, artık tekerlekli sandalyede dolaşmak zorundayım. Şirketim her çeşit marka giysi, ayakkabı değerli eşyalar satıyor ama artık vücudum hastanenin verdiği küçük beyaz önlüğe sarılmış. Bankada çok param var ama benim için hiçbir fayda sağlamıyor, artık ihtiyacım yok. iyi döşenmiş kale gibi bir evim var ama şimdi hastane yatağında yatıyorum. Beş yıldızlı otelden beş yıldızlı otele gittim ama şu anda zamanımın çoğunu hastanede bir laboratuardan diğerine geçerek geçiriyorum. Yüzlerce kişiye imza attım ama bu sefer tıbbi kayıtlara imza atıyorum. Saçımı yedi kuaföre yaptırdım ama şimdi bir tel saçım bile yok. Özel jetim var her yere uçabilirim ama şimdi hastane kapısına ulaşmak için iki görevliye ihtiyacım var. Kesinlikle her yiyeceğe gücüm yetse de artık diyetim günde iki tablet geceleri birkaç damla tuzlu su. Şimdi bu ev, o araba, o uçak, o mobilyalar, bankadaki para, itibar ve şöhret, hiçbiri bana yardım edemez, hiçbiri acımı dindiremez... ve sonra anladım ki günün sonunda en önemli şey sağlıkmış.
Bu yüzden sahip olmadığın şeylerin seni kötü hissettirmesine izin verme, sahip olduğun şeylerden memnuniyet duy. Başınızı sokacak bir çatın varsa, içinde ne tür mobilyalar olduğu kimin umrunda... Hayatınıza, sağlığınıza ve hemcinslerinize değer verin. Hissetme, görme ve dokunma hissiniz gibi hayattaki küçük şeyleri kucaklamayı öğrenin. Ne giydiğimizden o kadar rahatsız oluyoruz ki, cildi sevmeyi unutuyoruz. Her santiminizi sevmek için her gün biraz daha fazla zaman geçirin. Hayattaki en önemli şey SEVGİDİR. Bu yüzden sevdiklerinizle keyifli vakitler geçirin."