Allah, tüm insanlığa maddenin diliyle hükmeder. Maddesel evrenin kusursuz işleyişinde Allah'ın sesini duyabilirsiniz. Allah tüm kainatı sünnetullah dairesi içerisinde maddeye yüklediği kanunlarla çekip çevirir. Gözümüzle görebildiğimiz ya da göremediğimiz her varlık gerçekte atom denilen en basit temel birimlerden oluşur. Bu atomlarda kendi içerisinde çok daha küçük farklı yapılardan oluşur. Henüz çözülememiş bir sır deposudur atom. Her madde kendisine biçilen görevi eksiksiz ve kusursuz bir şekilde yerine getirerek kendisini yoktan var edene karşı sürekli bir ibadet ve yakarış halindedir.


İnsanı sadece fiziksel bedeninden ibaret et ve kemikten oluşan bir varlık kabul edemeyeceğimiz gibi hiçbir madde de gerçekte sadece madde yönüyle tanımlanamaz. İnsan denilen varlık maddesel yapısı ve ruhuyla bir bütündür. Dolayısıyla tüm maddesel kainat kendi içinde bir ruh ihtiva eder. Buna maddenin ruhu veya maddenin aklı da diyebiliriz. Sonsuz kainatın kusursuz işleyişi maddenin aklı ile olur. Pozitif yüklü atom çekirdeğinin etrafında devasa bir hızla ve dengede hareket etmekte olan eksi yüklü elektronların sergilediği muhteşem dans, asla akıl olmadan olmaz. Su molekülünü oluşturan oksijen ve hidrojen atomları arasında ki 104,5 derecelik mükemmel açı mühendisliği, maddesel akıldan habersiz değildir. Maddesel ruhun güzelliğine bir hücre içerisinde cereyan eden yüz binlerce fabrika ve tesis benzeri yapıların nasıl da harikulade bir hassasiyet ve kusursuzlukla bir ibadet huşusu içerisinde ki işleyişinin akıl almaz mekanizmasında da tanık oluruz. Bir hücre mekanizması yüz binlerce fabrika benzeri birimlerden oluşur ve hücresel işleyiş, bu birimlerde çalışan yine milyonlarca mühendis, teknisyen ve işçilerin birbirleriyle uyum halinde çalışmasıyla bire bir benzerlik gösterir.


Maddesel aklın kaynağı kuşkusuz bu maddeyi yaratandır. Yaratıcı, yaratmış olduğu her çeşit nesneyi belirli bir akıl ve ruh bilinciyle donatmıştır. Maddesel varlıklarda ki bu ruh ve akıl, sürekli canlı ve taze olup kusursuz işleyişiyle kainatın dengesini ve varlığını devam ettirmektedir. Evrende ki hiçbir oluş ya da işleyiş rastgele ve tesadüf değildir. Işığın aklı gözün aklı ile uyumludur. Zira ışık olmadan göz bir hiçtir. Sabahın aklı gecenin aklı ile irtibatlıdır. Zira geceyi yaşamadan sabahın değeri asla bilinemez. Dünyanın güneşe uzaklığı, dünya ile güneş arasında kıyamete kadar imzalanmış değişmez bir mutabakattır adeta. Yıldızlar uzayın sonsuzluğunda üniformalarını giyip ezelinden aldıkları ulu talimatla nöbet tutan birer nöbetçi asker gibi görevini kusursuz yapmanın onuruyla sonsuzluğa selam çakıyor adeta. Dağlar yeryüzünün perçinleri, denizler ise atmosfer oksijeninin %80'lik kısmını üretebilen özelliği ile hayat damarının içerisinde dolaşan mavi renkli ve tuzlu bir kan.


Tüm maddesel evren Allah'ın zatından koparak gelmiş bir yansımadır. Yerde ki karıncadan gökte ki galaksilere, gözle görülemeyen virüslerden uçsuz bucaksız okyanuslara kadar her şey Allah'ı zikrederek Allah'tan aldığı ruh ve akılla yine Allah'ın varlığını haykırır. Maddesel alem kendisine bahşedilen bu akıl ve ruhla mükemmel işleyişini sürdürür.

Suyun aklı ağacı beslemek, ağacın aklı meyveyi beslemek, meyvenin aklı insanı beslemek, insanın aklı yavrusun beslemek, yavrunun aklı büyüyüp gelişerek insanlığa hizmet etmek, insanlığın aklı yeryüzünde adaleti ve huzuru tessis edip Allah'a hoşnut bir toplum olup Allah'ın rızasını kazanmak.
Maddenin ruhu ve aklı, Allah'ın kendisinin yaratmış olduğu maddede ki kendi zuhurudur. Allah bu akla emir vermedikçe su insanı boğmaz, ateş yakmaz, gece gündüzü, gündüz geceyi kovalamaz, yaprak kıpırdamaz, arı bal yapmaz, toprak buğday vermez, rüzgar esmez. Her madde kendisine evvelinden bahşedilmiş olan aklıyla, yaratıcısına kul olabilme yolunda kendi fıtratının gereğini sergileyerek sonsuz bir aşk ile sonsuz bir ibadet içerisindedir....