Stephen William Hawking, İngiliz fizikçi, matematik profesörü, evrenbilimci, astronom, teorisyen, yazar. 1942 yılında Oxford-İngiltere’de doğdu. Einstein’dan sonra dünyanın en önemli fizikçisi, ünlü bilim insanı. Oxford, Cambridge gibi üniversitelerde eğitim gördü. Doğa bilimleri, kozmoloji (evrenbilim) üzerine çalıştı. 12 onur derecesi, düzinelerce bilimsel ödül kazandı.

 

21 yaşında Oxford’da genç bir üniversite öğrenciyken ayakkabı bağlarını bağlamakta zorlandı. Yürürken eşyalara çarptı, konuşma güçlüğü çekti, heceleri karıştırdı. Yürümesini, konuşmasını, nefes almasını etkileyen, sinir sistemini felç eden, AmyotrofikLateral Skleroz (ALS) hastalığına yakalandı. Tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm oldu, sesini kaybetti. Hiçbir yerini hareket ettiremeyen insan harabesi haline geldi. “Sadece iki yıl yaşayabilirsin.” diyen doktora “Beyin fonksiyonlarını sordu ve beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bir hastalık olduğunu anladığında “o zaman bir sorun yok” diyecek güçteydi.

 

Dış dünya ile iletişime geçebilmek için kendisine elektronik ses ile özel bir bilgisayar üretildi. Çevresindeki bomboş, insanlığa hiçbir fayda sağlamadan hayatını geçiren insanlara aldırmadı, kaslarını hareket ettiremediği halde hayata küsmedi, yaşama sımsıkı sarıldı. İlime olan aşkı, yeni şeyler keşfetme arzusu ömrünün sonuna kadar düşünmeye, çalışmaya, üretmeye, öğrendiklerini paylaşmaya devam ettirdi. “İki sene zor yaşar” denen adam elli sene daha aktif kaldı. Hayatının sonuna kadar 39 doktor öğrenci yetiştirdi. 

 

“Benim amacım çok basit. Evrenin neden var olduğunu bütünüyle anlamak” diyerek kuantum mekaniği, evrenin temel prensipleri, uzay bilimi, zaman, büyük patlama, görelilik kuramı, karadelikler ve ışınımlar alanlarında önemli çalışmalar yaptı. Okurlarına basit bir şekilde açıkladı. Karadeliklerin tamamen kara olmadığını, radyasyon yayıp buharlaşarak kütle kaybederek görünmez olduklarını, evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çerçevesinde meydana geldiğini, evrenin bir sonu ve sınırı olduğunu açıkladı. İlerleyen yaşına, fiziksel durumuna aldırmadan dünyayı dolaşıp konuşmalar yaptı. Dizilerde rol aldı. Evrenin zamanını bir kitaba dönüştürdü. Dünya listelerinin en başında milyonlarca satan “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere” ve “Ceviz Kabuğundaki Evren” kitapları ile şöhreti yakaladı. Eserleri 40’tan fazla dile çevrildi, 10 milyon sattı.

       

45 kilo, tam felçli, konuşamayan, başı öne düşse kaldıramayan, 20. yüzyılın en büyük dâhisi, yaşayan en mükemmel zihin, evren uzmanı Hawking’in ölüm günü (14 Mart 2018) 3.14 - Pi günü olduğundan Tüm dünyada “adamın ölümü bile dehalık” denilerek ölüm tarihi bile tarihe geçti.

       

Asırlar boyu unutulmayacak bir bilim insanı olan Hawking, insanlığa önemli öğütlerde bulundu:

“Dünya nüfusunun hızla artışı, bunun sonucu kaynakların azalması insan türünü yok edebilir. Dünya büyük bir felaket ile karşı karşıya kalabilir. Şunu yüksek sesle ve açıkça dile getirmek istiyorum gezegenimize iyi bakmalıyız. Eğer yapmazsak insanlık bin yıla kalmadan yok olur. Nükleer savaş, genetik olarak tasarlanmış virüsler ve küresel ısınma gibi tehlikeler yeteri kadar ciddiye alınmamaktadır. Hayatta kalmayı güvence altına almalıyız bu yüzden uzun vadede insan türünün geleceği uzaydadır. Yapay zekânın insan zekâsını geçecek bir düzeye gelmesinden endişe duyuyorum ve bunun insanlığın sonunu getirebileceğine inanıyorum. Evren bilimin yasaları tarafından yönetilir. Din ile bilim arasında önemli bir fark vardır. Din, otoriteyle yönetilirken, bilim gözlem, akıl ve mantığa dayanır. Ancak bilim kazanacak çünkü işe yarıyor. Ayaklarınız altına değil, yıldızlara bakmayı unutmayın. Elinizden gelenin en iyisi yapın. Her şeyin önceden belirlenmiş olduğunu, yapacak bir şeyin olmadığını iddia eden insanların bile, karşıdan karşıya geçerken sağına ve sollarına baktıklarını fark ettim. Hayat ne kadar zor görünürse görünsün yapabileceğin ve başarabileceğin bir şey mutlaka vardır, sadece vazgeçmemene bağlı. Çalışmayı asla bırakmayın. Çalışmak size bir anlam ve amaç verir, bunlarsız bir hayat boştur. İstenmeyen durumlarla karşılaşmamak için, kendimizi daima geliştirmeliyiz. Engelli bir bireyseniz, büyük ihtimalle bu sizin suçunuz değildir fakat insanlardan acıma beklemenin ya da dünyayı suçlamanın bir yararı da yoktur. Olumlu bir tavır takınmalı ve içinde bulunduğunuz durumu en iyiye döndürmeyi bilmelisin. Fiziksel bir engeliniz varsa, bunu psikolojik bir engele dönüştürmeyin. Bana göre, fiziksel engelli biri, kendisine fazla engel teşkil etmeyecek fiziksel aktivitelere yönelmeli. Bilim, engelli insanlar için çalışabilecekleri uygun bir alan. Çünkü olayın çoğu zihinde bitiyor. Elbette, deneysel çalışmalar biraz problem çıkartabilir ama teorik düşünmek de oldukça ideal. Benim engellerim, çalışma alanım olan teorik fizikte bana büyük bir sorun teşkil etmiyor. Aslına bakarsanız bana faydaları da dokundu. Derslerden ve yönetimsel işlerden muafım. Engellilik hayatım boyunca karımdan, çocuklarımdan, iş arkadaşlarımdan, öğrencilerimden aldığım yardımı es geçemem. İnsanların size yardım etmeye hazır olduklarını anladım. Yeter ki, yardımlarının işe yarayacağına dair bir şeyler gösterin onlara.”