Bazen hiç ummadığınız anda en sevdiğiniz, sıcaklığını hissettiğiniz,
gönül sultanınız, sevgiliniz, eşiniz, değerli bir dostunuz sonsuzluğa
yürüdüğünde şaşkına dönersiniz.
Tüm sevgi duvarlarınız yıkılıp paramparça olur yüreğiniz, konuşmayı
dahi canınız istemez, tükendiğinizi, bir yanınız eksildiğini, günlerce
bazen aylarca çıra gibi hem yanar hem sızlar yüreğiniz, yokluğunu
hissedersiniz. Acılarınız katlanır fakat nafile geriye getiremezsiniz.
Aslında gidene değil kendinize ağlarsınız. Gidenle birlikte kolun, dalın
kopmuş, desteğin, dayanağın sevgin, sevdan, aşkın, tutkun yok olmuş
yalnız kalmışsındır. Keşke şimdi burada olsa da son bir defa daha
koklasam, sarılsam diye feryat edersiniz amma ne fayda.
Hiç bitmeyecek sandığın sevginiz yarıda kalır. Yerini dolduramayacak
gönül dostunuzun yitimi sizi derinden üzüp kedere sürükler, resimlerine
bakar duygulanırsın. Bazen deli divaneye dönersin, bazen de biçareye.
Gözünde yaş, yüzünde hüzün eksik olmaz. Bilemedim, kadrini, kıymetini,
Sevgisini, sevdasını, keşke daha fazla sevseydim dersiniz amma ne fayda
Ey insanoğlu bir tek gönül yıktıysan en ön safta secdeye dursan ne fayda
Mazlumun sırtına çıktıysan Kâbe’yi, tekkeyi, türbeyi bin tavaf etsen ne fayda
Kazanoğlu der ki ey âdemoğlu unutma sakın
Uğruna çırpındığın, yandığın dünyada sonun
Bir sela, bir Fatiha, sonrada topraksın, tozsun
Bir söz bir gönlü ömür boyu yapar bahtiyar
Bir söz bir gönlü bir günde eder yaşlı-ihtiyar
Kimseyi üzmeyip doğru yolda kalanlar
Asırlarca ölümsüz ruhlarda yaşarlar.