Öncelikle geçen hafta yayınlanan ‘’ Provakatör’’ başlıklı köşe yazımın 20 Bin den fazla kişi tarafından okunmasının gurur ve heyecanını yaşıyor ve siz değerli Kale Haber okurlarına teşekkür ederek başlamak istiyorum yeni yazıma.
Pek bilinmez ama, kısa bir süre dershanecilik geçmişimde oldu Kırıkkale’de. Açmış olduğum Etüt merkezinin müdürlüğünü yapmıştım bir ara... Nasıl oldu? Neden bırakıldı? İnşallah gelecek aylarda bu konuya da değindiğim bir köşe yazısı beğenilerinize sunabilirim.
Bugün ise o günlerden aklımda kalan bir anımı paylaşmak istiyorum sizlerle.
İlk okul 2nci sınıf öğrencilerinden bir tanesi koşarak ve heyecanlı bir şekilde odama gelerek, ‘’Öğretmenim ben sınıf başkanı olmak istiyorum, beni sınıf başkanı yapar mısınız ? diye sordu nefes nefese.
Öyle bir ifade etmişti ki isteğini, biraz şaşkınlık biraz gülümseyerek, ‘’Ne yapacaksın başkan olursan?’’ diye sordum. ‘’Konuşanları tahtaya yazacağım öğretmenin ’’ dedi. Tamam,bakalım, ben ilgileneceğim diyerek gönderdim sınıfına.
Bir sonraki teneffüste sınıftaki diğer öğrencilerde koşarak geldiler ve başkan olmak isteyen öğrencinin başkan yapılmaması gerektiğini anlatmaya çalıştılar.
‘’Ne olur onu başkan yapmayın. Şu anda bile bize etmediğini bırakmıyor. Kendisi yaramazlık yapıyor suçu bize atıyor. Bir de başkan olursa bize huzur vermez, Öğretmenler hep ona inanır, bizler haklı da olsak cezalandırılabiliriz. ‘’ diyerek beni ikna etmeye çalıştılar.
Bir süre cevap veremedim öğrencilere, ne yapacağıma karar veremedim o anda … Aslında sınıf başkanı olmak isteyen öğrenci çalışkan ve derslerinde başarılı görünüyordu. Ancak yaramazdı da. Başarılı olanın sınıf başkanı yapılacağını biliyordu da onun için mi başarılı? Yoksa asıl niyeti gerçekten arkadaşlarına üstünlüğünü kabul ettirmek ve egosunu tatmin etmek mi? Biraz düşüneceğimi söyleyerek karar vermek için süre istedim çocuklardan. Sınıflarına dönerken endişeli oldukları her birinin gözlerinden okunabiliyordu.
Yaslandım koltuğa ve düşünmeye başladım. Çok önemli bir karar vermem gerektiği hissiyatına kapılmıştım bir anda.
Peki bu karar gerçekten çok mu önemliydi? Yani öyle veya böyle bir kara versem ve durumu geçiştirsem olmaz mıydı?
Hayır olmazdı. Alacağım kararın herkesi memnun etmeyeceğini bilmekle birlikte, herkes tarafından kabul görür olması ve her bir öğrencinin ders alması önemliydi. Kazınmalı idi bir şeyler belleklerine.
Hak hukuk nedir? nerede başlar? nerede biter? Kim ne isteyebilir? ne alabilir? Aklına geldiği gibi hareket edebilir mi? Her istediğini istediği anda elde edebilir mi? İstediği şeyin başkaları tarafından istenmediğinde verilecek karara saygılı olmayı, Toplum huzuru nasıl sağlanabiliri, Oradaki her bireyin bu konuda sorumluluk içinde olduğunu, Kazanılacak hakkın kötüye kullanılmasının neticelerini, Belki de haklı olduğu halde hakkın verilmemesinin sıkıntılarını.
İşte bu düşünceler içinde iken birden irkildim , Ne yapıyordum ben ?
Sanki memleket meselesi düşünüyordum. Alt tarafı bir çocuk sınıf başkanı olmak istiyor, diğerleri ona karşı çıkıp olmasın diyor. Sonra çağırdım onları ve Kaç kişi başkan olmak istiyor? diye sordum. 10 Kişi dediler ’’ Birbirinizi ikna edin. Yarın başkan olmak isteyenler arasında oylama yapacağım’’ dememe kalmadı hepsi sevinçle koşarak ayrıldılar yanımdan.
Ertesi gün başkan olmak isteyen 10 öğrenciye birer kağıt verdim. Başkan olmasını istediğiniz kişinin ismini gizli olarak yazın verin dedim. Tüm öğrenciler kimi yazdıklarını birbirlerine göstermeme gayretiyle isim yazdıkları kağıtları katlayarak teslim ettiler. Ben dahil kimse kimin kimi yazdığını bilmeden tek tek açtım ve okudum kağıtta yazılı isimleri. 7 öğrenci 1’er oy , 1 öğrenci 3 oy almıştı. 3 oy alan tabi ki başkan olmak için yanıma gelen öğrenci idi.
Diğer çocuklar sonuca hemen itiraz ederek; ‘’Öğretmenim bu var ya bu , 2 arkadaşımızı çikolata ile kandırdı’’ dediler.
‘’Peki siz bu arkadaşlarınızın kandırıldığını görmüşseniz… kalan 7 kişi aranızda anlaşıp başka bir arkadaşınıza oy verseydiniz… O kazanırdı, Neden böyle yapmadınız?’’ dediğimde verdikleri cevap olayı özetliyordu.
‘’Öğretmenim , Biz başkan kim olsun konusunda anlaşamadık !!! ’’
Ve hala bir beklenti içersinde ‘’ Şimdi ne olacak’’ diye sordular.
Hadi size geçmiş olsun… ATI ALAN ÜSKÜDAR’ ı GEÇMİŞ diyerek yeni başkanlarını tebrik ettirdim.
Sınıf Başkanı
Mustafa Kadan
Yorumlar