Beyaz saçlı ihtiyar yanındakine "Çok bilmek mühim bir mesele değil, bildiğini idrak etmek bütün mesele." dedi ve uzaklaştı. 

Bilmemekte sıkıntı yoktur. Bilmediğini bilmemek erdemliktir. Bilmediğini bilenden öğrenmek dervişliktir. Bilmediğini ısrarla bildiğini zannetmek cahilliktir. Bilenler bir şekilde hayatlarını bildikleri ile idame ettirmeye çalışırken, bilmeyenler ise bilenlerin hayatlarına çomak sokmaktan başka bir şey yapmıyor. Kuran azimüşşanda yazıyor ki "Bilenle bilmeyen hiçbir olur mu?" 

Ne kadar çok bilen cahilleriz. Bütün bilgileri hemen ulaşabilen ama zerre miktar idrak edemediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Ya da ben bilirim veya bana göre böyledir. Hangi konu üzerinde olursa olsun kesinlikle bir fikrimiz veya düşüncemiz oluyor maalesef. Peki neden işin ehline sormadan veya herhangi bir bilgiye sahip olmadan o konu hakkında yorum yapmak veya dikta etmek gibi huy edindik. Bilenlerde de biraz kibir mi oluyor orası muamma?

Çağımız teknoloji çağı olduğundan mıdır nedir bilinmez ama bu bilgi kirliliği. İnternetten aslı astarı olmayan bilgiler ile öğrendiğimiz, yalan yanlış savunduklarımız bile bize zarar verebilir. İnsanı en çok acıtan ise bilenen doğruları; hayat felsefesi yapmış, odak noktası haline getirmiş insanların yanlışları ile savunmasıdır. Savunulan yanlışların doğrusu gün yüzüne çıksa bile o yanlış düşüncenden dönülmemesi, insanların güvenleri kırılmasına, güvensizliğe yol açabiliyor.

Hep bir sanal dünyanın içinde gezmelerimiz. Bize gösterilenler dayatılanlar kendi kurdukları dünyanın bir parçası. Sanki mutlu olabilmek için bu sanal dünyalarda ne kadar fazla vakit geçirdiğimize bağlı. Bir girdabın içine çekilmiş ve bağlanmış bir şekilde yaşıyoruz.

Bütün mesele bilenin dizinin dibinde oturup öğrenmektir. Önceden sadırdan sadır geçerdi, yani kalpten kalbe nakş edilirdi. Şimdi ise satırlara döküldüğü için maalesef bilmek öğrenmek rafa kalktı vesselam.