Başkalarının olumsuzluklarına baka baka, kendi olumsuzluklarımızı görmezden gelecek kadar kör bir yapıya sahip olmamız, hayat standartlarımızı etkileyecek düzeyde bir yaşam biçimi tarzında yaşamamış pek de eftal olacak bir yaşam olmaktan çıkacaktır. Aslında bizler insan olarak hata yapmaktan çekinmeden yaşıyoruz. Aslen ise yapılan hatadan ders çıkarıp tekrarını yapmamak. Yapılan hatanın insanlar gözünde çok ehemmiyeti olduğundan mülhem, hayatımız boyunca her şeyimiz düzgün olsa da, nedense hep o hatadan dolayı hatırlamıyoruz.

Biz insanoğluyuz şaşarız beşeriz. Hayat serüveninde doğru bildiklerimiz belki başkalarına göre yanlış olabilir. Toplumsal argümanlarımıza baktığımız vakit herkesin bir yaşam döngüsü var. Yaşamsal döngümüz bu düstur üzere olduğu müddetçe kendi hatalarından ders çıkarıp, nefes aldığımız müddetçe yapılan her iş de başkasının değil kendi öz benliğimize yakışır bir yaşam biçimi oluşması muktedirdir.

Ön yargılarımızdan kurtulup eleştirisel yanlarımızdan ziyade hoş görmek gibi bir durum olduğunda hayat daha yaşanabilir bir döngünün içinde olacağımız aşikâr. Maalesef hayatımız ön yargının kurtulmak sanki yaşamdan kurtulmak kadar zor. İşlenen bir olayın muhtevasını bilmeden, menfur cümleler kullanaraktan, karşı tarafı yadırgamamız aslında gelecekte bizim başıma gelecek olayların zemini hazırladığımızın farkına bile varamıyoruz.

Kendi bilmek gibi bir kural vardır. Kendini bilen hayatı bilir, insanları yadırgamadan önce olayların akışına göre tavır ve düşüncelerini belirtir. Kırmadan, inceltmeden başkalarının başına gelenlere sevinmeden. Dertleri ile hemhal olarak, acıları payda ederek çıkış yolunu ararlar.

Kendini bilmemek diye de bir şey var. Hadsizlik, ukalalık, üzerinde vakıf olmayan konular hakkında yorum yapmak. Bana göre diye başlayan kibirli cümleler kurmak. Aslında Mevlana hazretleri bu meyanda güzel bir sözü var “Kibir, kendisinden habersiz, kendini bilmeyen insanın durumudur. Tıpkı güneşten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi.”

Bu hayatı yaşanabilir kılan aslında herkes kendi işini doğru yapması. Herkes her konuda konuşup fikir beyan etmesi, ortaya çıkan kaos düşüncesi ile tamamen ortalığı saran sis bulutunu ile uğraşırken, hakikat güneşini kara bulutla sarmaya benzer. Güneş elbet doğar ama geç doğar.