Hazine Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı ilk üç ayında kamu servis araçlarına ödenen ücret korkunç şekilde
artarak 998,6 milyonu geçmiştir.
Anayasamızın; 10. maddesine göre "Herkes ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir, hiçbir kişiye,
aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." yönünde eşitlik ilkesi, 60. maddesinde ise "sosyal hukuk
devleti ilkesi" hükümleri vardır ve bu hükümler ülke genelinde yaşayan tüm vatandaşlarımız için geçerlidir.
Ancak ana kanunumuz Anayasamızda yazmasına rağmen bu hükümler yurttaşlarımızın tamamına aynı
oranda uygulanmamakta, siyasi irade eliyle adaletsizlik yaratılıp, hatta suç işlenip maddi yönden güçlü
zümreleri daha güçlü hale getirmek için imtiyazlar tanınmaktadır.
Şöyle ki Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde çalışan memurlara;
Kamu Personel Servisi adı altında "evinden alıp tekrar evine bırakan." bedava kamu servisleri,
Binlerce koruma polisi,
Yüz binlerce makam aracı,
Bazı kurumlarda bedava veya bedava denecek ücretle öğle yemeği,
Sadece aylık doğalgaz gideri oranında aylık kirası olan lojman tahsisi,
Bazı kamu görevlilerine astronomik şekilde aylık veya 5 - 6 yerden maaş,
Emekli olan çalışanlara milyonları geçen emekli ikramiyesi veya kıdem tazminatı,
Maliyetinin altında kreş, kuaför, lostra vb. gibi hizmetler verildiği halde büyük şehir dışındaki memurların
hiç birine bu haklar uygulanmamakta, ülkede yaşayan diğer halkın hakkı yenmektedir.
Bu gün ülkemizde iki emeklilik süresi 45 yıl çalışıp emekli olan bir memurun emeklisinin aylığı 21.000 TL.
civarında iken evli bir çocuklu 10 yıllık çalışan memur promosyon, mesai ile birlikte 38.000 TL., hemşire,
polis, öğretmen, imam ortalama 43.000 TL aylık ücret almaktadır. Yukarıda verilen hizmetlerle birlikte bu
miktar aylık ortalama 60.000 TL.yi geçmektedir. İki fabrika sahibi ol bu kadar kazanamazsınız.
Üstelik büyük şehirlerdeki memurların yarıdan çoğu eşi çalışmakta bunların aylık ücretleri 76.000 TL. yi
geçmektedir. Aynı çatı altında yaşayan bu gibi çalışanların gelir seviyesi %02 (binde iki) nin üzerindedir.
Ayrıca her memur Ankara'da çalışacak diye alnında yazmıyor.
2000'li yıllardan önce memurlar işe gitmek için günde 4 belediye otobüs bileti, öğle yemeği ücretini yıllarca
kendi maaşından ödemişlerdir. Polatlı, Beypazarı, Kalecik, Kırıkkale'den Ankara'ya kendi imkanlarıyla işe
giden binlerce memur vardır. Bunlara servis ücreti ödenmemektedir. Ülkemizde memurların tamamı
Ankara ve İstanbul'da çalışmamaktadır. Sadece Ankara'da eş durumundan dolayı on binlerce öğretmen
fazlalığı bulunmaktadır. Doğuya atanan memur düğünü olmadan, nikah yapıp batıya tayin istemektedir.
Bu adaletsiz, haksız ve eşit olmayan uygulamalar yüzünden devletin kamu masrafları bütçeyi zorlayacak
şekilde arttığından, devletin SGK sistemini 45 yıl prim ödeyerek ayakta tutan emeklilere bütçede yeterli
para bulunmadığından hak ettiği ücret ödenememektedir. Emeklinin, asgari ücretlinin düşük ücret/aylık
almasının asıl sebebi budur.
Büyük şehirlerin her noktasına belediye araçları, minibüsler çalışmaktadır. Memur servisleri yüzünden bu
şehirlerde trafik tıkanma noktasına gelmiştir. Bu yüzden kamu servis araçlarının kaldırılması normaldir.
Bu gün AB ülkelerini 60'lı yıllarda çok yüksek oranlarda verilen yüksek işçi ve memur ücretleri ve ilave sosyal
yardımlar ekonomik krize soktuğundan başta Almanya ve Fransa olmak üzere birçok otomotiv fabrikalarının
tezgahları Çin'e taşınmıştır. Aynı AB ülkelerinde tek çalışanlara daha fazla vergi muafiyeti uygulanmaktadır.
Eskiden ülkemizde "İhtiyari vergi toplama usulü" uygulanırdı. Yani aynı çatı altında birden fazla geliri
olanların gelirleri toplamı üzerinden vergi alınırdı. Şimdi ise uygulanmamaktadır.
Öte yandan aynı çatı altında hatta aynı kişi adına 2, 3, 5 ve daha fazla araç bulunmaktadır.
Yüzlerce konutu olanlar vardır. Bunlara "Artan oranda vergi" uygulandığında işsizlere daha fazla iş,
emeklilere yaşayabilecekleri daha fazla aylık ödenebilir kanaatindeyim.