30 Mart 1432’de Edirne’de dünyaya geldi. Babası ll.Murat, annesi ise Hümâ Hatun’dur. Yeni doğan şehzadeye yazılışı “Muhammed”le aynı olan “Mehmed” ismi, babası Sultan ll.Murat tarafından verildi. İstanbul’un fethinden sonra “Fatih” ünvanını aldı. ll.Mehmet’in çocukluğu sıkı bir eğitim içerisinde geçti. O, 12 yaşında “Vali” , 16 yaşında “Sultan” , 19 yaşında “Hakan” ve 21 yaşında da yeni bir çağ açarak; “Cihan Padişahı” “Fatih” olmuştur. Fatih, Osmanlı padişahları içerisinde hem en büyük asker, hem en büyük devlet ve siyaset adamı, hem de en büyük âlim olanıdır. İstanbul Üniversitesi’nin kurucusu Fatih’tir. Zamanının en önemli hocalarından dersler almıştır. Bunlar arasında Molla Gürani, Akşemseddin, Vezir Sinan Paşa, Vezir Ahmet Paşa, Molla Hayrettin, Molla Zeyrek, Molla İbn-i Temcid ve Molla Hüsrev ilk akla gelenlerdir. Fatih’in edebiyata ve güzel sanatlara ilgisi de fevkalâde idi. “Avnî” takma adıyla güzel şiirler yazdı. Ana dili Türkçeden başka, Arapça, Farsça, Latince, Yunanca, İtalyanca, Sırpça, İbranice ve Ermenice dillerini biliyordu. Matematik, coğrafya, tarih ve astronomi bilgisi yüksekti. Tarihte ilk defa yivli havan toplarının plânı, hesap ve projesi de yine Fatih tarafından yapılmış ve İstanbul kuşatmasında bu toplar kullanılmıştır. Ekonomi ve bayındırlığa da birinci derecede önem vermiştir. 30 yıllık saltanatı boyunca, 57 medrese, 29 bedesten ve ticaret hanı, 59 hamam, 308 cami yapılmıştır. 20’den fazla devlet ile 2 imparatorluğu tarih sahnesinden ve siyasi coğrafyadan silmiştir. Osmanlı donanmasının gerçek kurucusu Fatih’tir. Öldüğünde Türk donanmasında, 250 savaş ve 500 nakliye gemisi bulunmaktaydı. Fatih’in kendi ismiyle anılan “Kanunnamesi” Osmanlı hukukunu, devlet teşkilatının esasını teşkil etmesi bakımından önemlidir. Sevgili okurlar!.. Büyük Türk Sultanı Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u almakla 1125 yıllık Bizans’ı tarihten sildi. O “güzel komutan” ile birlikte o “güzel asker” leri de Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar oldu. 

 İstanbul’un fethi, sadece Tük-İslâm tarihi açısından değil, aynı zamanda dünya tarihi açısından da tarihin kaydettiği en önemli olaylardan birisidir. Onun içindir ki, bütün dünya tarihçileri, yazar ve düşünürleri tarafından bu olay; “Ortaçağ” ın sonu, “Yeniçağ” ın başlangıcı olarak değerlendirilmiş ve entelektüel çevreler tarafından da kabul görmüştür. Kıymetli okurlar!.. Fatih’in genç denecek yaşta (49 yaşında) ölümü, birçok yerli ve yabancı tarihçide “suikast sonucu öldürüldü” kanaatini uyandırmıştır. Fatih’in İstanbul’u Osmanlı topraklarına katmasından sonra, Hıristiyan dünyasındaki Haçlı kini yeniden alevlendi. Fatih’in muhtemelen İtalya üzerine yapacağı bir sefer hazırlığı içerisinde iken aniden rahatsızlanarak vefat etmesi, bu şüpheyi doğrular niteliktedir. Fatih, Venedik tarafından zehirletilerek öldürülmüştür. Daha evvel Venedikliler, defalarca (14 kez) Fatih’i zehirlemeye teşebbüs etmişler, fakat başaramamışlardı. Fatih, sağ kaldıkça Venedik’in deniz hakimiyeti mahvolacak; Batı Roma, İtalya ve Avrupa Hıristiyanlığı da perişan olacaktı. *** Fatih’in özel doktorlarından birisi de aslen Venedikli bir Yahudi ailenin çocuğu olan “Maestro Iacopo” idi. Sonradan güya Müslüman olmuş ve “Yakup Paşa” adını almıştı. Tam 30 yıl Osmanlı sarayında hizmette bulunmuş, çalışkanlığı ve dürüstlüğü (!) ile nam salmıştı. Padişah’ın özel hekimi olmuş, Vezirlik ve Paşalık rütbesi ile de taltif edilmişti (!) Fatih, muhtemelen Roma üzerine son sefer hazırlıkları yapılırken aniden rahatsızlandı. Ölümü gerektirecek ciddi bir rahatsızlığı yoktu. Fakat, o koca Sultan, üç gün içerisinde ağzından ve burnundan kan gelerek vefat etti.Ulu Hünkâr’ın zehirlenerek şehit edildiğinde miladi tarih; 3 Mayıs 1481, günlerden de Perşembe idi!.. Fatih’in dönme Yakup Paşa tarafından zehirlenerek şehit edildiği, askerler arasında tez zamanda duyuldu. Yakup Paşa, Yeniçeriler tarafından linç edilerek öldürüldü!.. Fatih’in ölüm haberi bir anda Avrupa’da duyulmuş, İstanbul’da bulunan Venedik elçisi ülkesine Fatih’in ölüm haberini “Büyük Kartal Öldü” diye bildirmiştir. Papa, Avrupa’daki bütün kiliselerde üç gün, üç gece çanlar çalınarak, şükür ayinlerinin yapılmasını emretti!.. Hıristiyan ahali, sokaklarda bu hazin olayı, günlerce bayram havası içerisinde kutladı!.. İslâm dünyası ise, yasa boğuldu!.. Sevgili okurlar!.. Büyük Atatürk’ün “Tarihini bilmeyen milletler, başka milletlerin avı olmaya mahkûmdur!..” sözünü, bizler hepten unuttuk!.. “Su uyur, düşman uyumaz!..” “Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz!..” diyen atalarımızın sözlerini de unuttuk!.. Ne diyelim! Geçmişimizde daha kaç Yakup Paşa vardı, görevini yapan?!.. Şimdilerde ise, zaman ve zemini, fırsat kollayan, sırada daha kaç tane Yakup Paşa var? Kim bilir?!.. İstanbul’un fethinin 557. yıl dönümü bütün Türk-İslâm alemine kutlu; o “güzel komutan” la, o “güzel asker” lerin de mekanları cennet olsun!..