Nefse hâkim olmak ya da iffeti korumak. Erkeği eğitmek mi yoksa kadını kapatmak mı? Hangisi? Yoksa, ulaşılmaz olmak mı? Arthur Koestler bir zamanların ünlü bir Marksist’i. Rusya’yı görüp bir süre yaşadıktan sonra hem ülkeyi hem Marksizm’i terk eder. “On Üçüncü Kabile” kitabında Hazarları anlatır. Hazarlar Türk, Hazarlar güçlü mü güçlü. Hazar Kaan’ı üç dinin önde gelenlerine, halifeye, hahambaşına ve papaya haber gönderir ve huzurunda kendi dinlerini savunmak üzere heyetler ister. İslam adına giden Halife heyetinde Arap tarihçi İbni Fadlan da vardır. Anılarını anlatır, Arthur Koestler de ondan alıntılar yapar. İbni Fadlan’ın aralarında olduğu Müslümanlar Oğuzlara misafir olurlar onların ülkesinden geçerken. Oğuzlar fakirdir ama misafirperverdirler, çadırlarını misafirlere açarlar. Kadınlar ne kocalarının ne de yabancıların yanında peçe takıyor, ne de kaçıyor. Oğuz’un karısı da çadırdadır ve bir ara ‘vücudunun görünmemesi gereken bir yerini” açar ve kaşır. İbni Fadlan ve yanındakiler hemen gözlerini kapatıp “Allah’ım, sen bize günah yazma” diye dua ederler. Oğuz kocası “kendinizi tutmayı öğrenin. Çünkü ulaşamazsınız. Böyle olması, gizli olup da elde edilebilir olmasından daha iyidir”der. “Kendinizi tutmayı öğrenin, çünkü ulaşamazsınız…” Erkeğedir bu mesaj. Kendisini tutacak olan, nefisine hâkim olacak olan, kadına saygılı davranacak olan, ona asla sataşmayacak, asla tacizde bulunmayacak olan erkektir. Erkeği eğitmek, erkeğin nefsine hâkimiyetini erkeğe öğretmek, toplumların ahlak ölçüsüdür. İbni Fadlan zinanın bu insanlara çok yabancı olduğunu yazar. Sadece zina değildir yabancı oldukları aynı şekilde eşcinselliğin de “Türkler arasında çok büyük günah sayıldığını” yazar. Hâlbuki o devirde bu hal Arap ülkelerinde çok sıradan bir haldir. Biz bir zamanlar erkeği eğitir ona nefsine hâkim olmayı öğretirdik. Zordu ama imkânsız değildi. Zordan hiç kaçmadık, hiç yılmadık ve zinaya yabancı kaldık. Zoru bıraktık şimdilerde, artık kolayın sevdasındayız. Erkeği eğitmek, ona nefisine hâkim olmayı öğretmek ve bunu toplum yasası haline getirmek yerine kadını kapatmanın kolaylığındayız. Namusu ve dini bir kıla indirgemenin kolaylığında caka satıyoruz. Sadece caka satsak yine iyi, bir de ahkâm kesiyoruz, tekfir kılıcını elimizde gelene geçene çalıyoruz. Biz ne zaman nefsimize hâkim olmayı öğreneceğiz Allah’ım, ne zaman…