Ölüm güzel olur mu hiç? Bir insan ölümle alakalı güzel düşüncelere vasıl olabilir mi? Hiç aklınıza gelebilir miydi ben güzel öleceğim, yatağımda, hastane de sapa sağlam gömecekler tek parça diye. İşte Gazze bizi bunu öğretti. Yatağında ölmenin, hastanede ölmenin, tek parça gömülmenin, sevdiklerinin senin tabutunu taşımanın güzelliğini anladık. Halbuki hiç öyle düşüncemiz olmazdı bilmeseydik.
Bayat ekmeğin çöpe atılmayacağını, dünden kalan yemeği yenilebileceğini anlattı bir şehir bize. Ne pahasına olursa olsun, ülkelerini terk etmeyeceklerini, vatan sevgisini, ümmet şuurunun önemi anlattı ama bizler anlayamadık bir türlü. Anlayabileceğimiz vakit çok geç olacak dönülmez bir geceye doğru yol alacağız.
Gözümüzün içine baka baka katliam yapılırken, daha ne yapacağız bizim yakınlarımız değil mi onlar, bu Müslümanlık belli bir kesime mi geldi? Peygamber efendimizin (sav) hadislerinin bazılarını alıp ezberleyip nutuk atmak için mi öğrendik bu İslam’ı? Ne işe yarıyor, öğrendiğimiz kuran, hadis boğazımdan altına inmedikten sonra bize nasıl bir fayda verecek hem bu dünya da hem sonsuzluk aleminde. Orada zaman mevhumu olmadığı için adını sonsuzluk koyduğumuz yerde bizim halimiz ne olacak. Kardeşlerimiz tecavüze uğrarken, açken öldürülürken sen ne yapıyordun diye sorulursa bizim cevabımız ikna edebilecek bir cevap olmaz ise, durumumuz içler acısı olabilir.
Hucurat süresi 10. Ayeti Kerim’de “Müminler ancak kardeştir” demesinde maksat nedir Allah azimüşşanın hiç tefekkür edebildik mi? Müslüman kime denir, mümin kime denir acaba akdedebildik mi? Müslümanlığımız sadece dilde kaldı sanırım kaldı ki müminlik safhasına geçebileceğiz. Bedir’de tam inanmış 313 Müslüman koca bir kafir ordusu ile baş başa kalınca, yardım eden kimdi yeşil sarıklılarla, Allah akdinde sözünde durur da ya biz? Allah yolunda gidersek kim durdurabilir bizleri. Ölüm bile gelse şahadet sayılır ama idrak edemedik.
Avrupa’ya baktığımız vakit, hele de üniversitelere sürekli Gazze için eylemler, boykotları ise bütün ülkeye yayılmış bir vaziyette. Bizim aydın diye sanatçı kimliği taşıyan seküler kesim, sanki bu ülkeden nemalanmamışlar gibi kılını kıpırdatmıyorlar. Aslında ses çıkartmak Müslümanlık değil, insanlık vazifesidir.
Aslında Gazze bize çok şey öğretti. Daha doğrusu olamadıklarımızı öğretti daha çok. Ümmet olamayışımızı, kardeş olamayışımızı, Allah ve Resul’ünün emir ve yasaklarını uygulayamayışımızı, Müslümanlığı dilde yaşayıp öze indiremeyişimizi velhasıl hep olmadıklarımızla olduk sandıklarımız arasında yaşam serüveni devam ederken göçüp gittiğimizde büyük bir pişmanlık elde olacak ve sandıklarımız. Sandıklarımız gidecek pişmanlık baki kalacak. Şimdi güzel bir ölümle ölebilirsiniz tabi vicdanınız el verirse. Ve unutmayın ki iyi ki ahiret var yoksa bu kadar zulmün hesabı bu dünyada zor vesselam.